Diş eti çekilmesinin çoğunlukla diş taşı birikimi nedeniyle ortaya çıktığını belirten uzmanlar, diş taşı temizliğinin çekilen diş etini eski haline döndürmediğini vurguluyor. Üsküdar Üniversitesi Diş Hastanesi Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, diş eti çekilmelerinin nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Diş eti çekilmelerinin çeşitli nedenlerle ortaya çıktığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Güler, “Farklı nedenleri olsa da en temel sebebi diş taşı birikimidir.” dedi. Diş taşlarının birikmesiyle diş etinin yavaş yavaş aşağı doğru çekildiğini ifade eden Güler, “Diş taşı temizliğinden sonra ise çekilen diş eti eski haline gelmez.” uyarısında bulundu.
Tedavi planlaması
Diş taşı temizliği yapıldıktan ve diş etleri sağlığına kavuştuktan sonra tedavi planlaması yapılabileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Güler, “En temel tedavi ağzın başka bir bölgesinden bir miktar diş eti alarak o diş eti çekilmesi olan yere yama yapmaktır. Bunun için genellikle damak bölgesinden bir parça kullanılır. Diş eti çekilmesinin boyutuna göre, yani ne kadar parça gerekli ise damak bölgesinden o kadar parça kesilir ve hazırlanan bölgeye çeşitli dikişlerle tutturulur.” şeklinde süreci açıkladı.
Çekilmenin tamamı her zaman kapatılamayabilir
Tedavi sonrası hastanın bölgeye özen göstermesi gerektiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Güler, “Bölge temiz tutulmalı ve çok kullanmaktan kaçınılmalı. 1 hafta ile 10 gün arasında yama yapılan doku alttaki dokulardan da beslenerek yerine yapışır ve diş eti çekilmesi tedavi edilmiş olur.” dedi. Güler, yüksek miktarda diş eti çekilmesinin olduğu durumlarda ise çekilmenin tamamının her zaman kapatılamayabileceğini ifade ederek, “Ancak önemli olan sıkı, yapışık ve dişin hareket etmesini önleyecek güzel bir dokunun oluşmasıdır. Bu da yapılan ‘serbest diş eti grefti’ denilen damaktan diş eti alınarak yama yapılan tedavilerle mümkün olur. İşlem sonrasında ise ağrı ve enfeksiyon oluşmaması için hastaya antibiyotik ve ağrı kesici reçete edilir.” açıklamasında bulundu.
Damaktan alınan parçanın yerinde oluşan yara bölgesine uygulamalar yapıldığını belirten Güler, sözlerini şöyle tamamladı:
“Damakta oluşan yara bölgesi için hastanın kanından elde edilen ve PRF denilen yara bandı benzeri bir biyomateryal oluşturulur ve parçanın alındığı yaralı bölgeye tutturulur. Yeme içme sırasında bu bölgedeki biyomateryal etkilenmez. Bu tedavi süresinde hastalardan beklenen yaklaşık 10 gün kadar yama yapılan bölgeyi kullanmamalarıdır. Bu sürenin sonunda dikişler alınır ve hasta normal yeme içme düzenine dönebilir.”




