İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Sözcü Gazetesi’nden Gökmen Ulu’ya verdiği röportajda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Tugay, belediyeye yönelik başlatılan soruşturma sürecinin, yalnızca İzmir’i değil, tüm Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi’ni halkın gözünde itibarsızlaştırmaya yönelik olduğunu savundu.
“İzmir’de değil, Türkiye’nin tamamında CHP’yi halkın gözünde itibarsızlaştırmayı amaçlayan bir süreç bu. Çok üzgünüm ve endişeliyim ama mücadele etmeye devam edeceğiz.” dedi.
“İÇ DENETİM ZORUNLULUKTU, İNTİKAM DEĞİL”
Tugay, belediye içerisindeki denetim sürecinin idari bir zorunluluk olduğunu ve şahsi bir yönlendirme olmadığını belirtti: “Elde edilen bulgular teftiş kurulunca değerlendirilerek savcılığa bildirildi. Bu benim değil, denetçilerin kararıydı. Bildirmemek gibi bir hakkım yok. Ama şu anki soruşturma bizim tespitlerimizden ziyade, kooperatiflerle ilgili konular üzerinden yürüyor.”
Tugay, bu süreçte Tunç Soyer ve Şenol Aslanoğlu başta olmak üzere birçok kişinin kooperatif faaliyetleri nedeniyle suçlandığını söyledi.
“PARTİ İÇİNDE DE DESTEK VERENLER VAR”
Parti içindeki bazı isimlerin de bu sürece destek verdiğini ifade eden Tugay, bu durumu da şu sözlerle değerlendirdi: “Kendi partimizdeki bazı insanlar da maalesef bu sürecin ortağı oldu. Değişim taraftarı olmam nedeniyle eski ve yeni ekipler arasında çatışma varmış gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor.”
“EŞİTSİZ ÜCRET POLİTİKASINA MÜDAHALE ETTİK”
Röportajın devamında Belediye-İş Sendikası ile yaşanan gerilime de değinen Tugay, yaşanan maaş dengesizliği nedeniyle bazı çalışanlarla yolların ayrıldığını söyledi: “Belediye-İş’e bağlı personelin maaşı diğer çalışanlara göre oldukça yüksekti. Genel-İş ile eşitlik temelinde sözleşme imzaladık. Fakat Belediye-İş’in yüksek ücret politikası sürdürülemez hale geldi.”
Ankara’da sendika yöneticileriyle görüşerek “Eylül zammını yapmayalım” teklifinde bulunduklarını, ancak bunun kabul edilmediğini söyleyen Tugay, şu ifadeyi kullandı: “Belediye bütçesinin bunu karşılayabilmesi için çalışan sayısında azaltmaya gitmek zorunda kaldık. Hukuki bir karar aldık ve 1.030 çalışanı tazminatlarını ödeyerek çıkarmayı öngördük. Şu ana kadar yaklaşık 350 kişi işten çıkarıldı.”
