Kuraklık nedeniyle alarm veren Kutlu Aktaş Barajı’nda doluluk oranı yüzde 4’e kadar düşerken, ilçede günlük 7 saatlik zorunlu su kesintisi uygulamasına geçildi. Dün gece saat 23.00’te başlayan kesinti sabah 06.00’ya kadar sürdü. Yetkililer, su tüketiminin mevcut kaynaklarla uzun süre karşılanabilmesi amacıyla bu uygulamaya başvurulduğunu, gerekirse kesintilerin gündüz saatlerine kaydırılabileceğini bildirdi.
Çeşme’de yaşanan bu gelişme, ilçede yaşayanları ve özellikle esnafı tedirgin etti. Su kaynaklarının yetersizliğine karşı çözüm bekleyen vatandaşlar, yerel ve merkezi yönetimden daha etkin adımlar atılmasını istiyor. Esnaf Recep Okumuş, “Maalesef Çeşme'de zaman zaman su kesintileri yaşanıyordu, ancak su hiçbir zaman bu kadar büyük bir sorun olmamıştı. Oysa Çeşme adı bile su bolluğundan geliyor; her yerde çeşme olduğu için bu isim verilmiş. Ancak bugün mahallemizde akan tek bir çeşme bile yok, hepsi kapatılmış durumda. Türkiye genelinde kuraklık yaşansa da Çeşme'nin bir avantajı var. Zengin yer altı su kaynakları. Bu kaynaklardan çıkan sıcak ve soğuk suların boşa akacağına, toplanıp değerlendirilmesi çok daha faydalı olur. Örneğin, eski bir yerleşim yeri olan Ildırı'da, köprünün altından tatlı su denize boşuna akıyor. Bu suyun toplanarak kullanıma sunulması mümkün. Elbette belediyenin gücü her zaman yeterli olmayabilir, ancak bu konuda Devlet Su İşleri ile iş birliği yapılırsa çözüme ulaşmak daha kolay olur” sözleriyle yaşanan tabloyu özetledi.
Altyapı ve kaynak yönetimine dair eleştiriler ise yalnızca baraj seviyeleriyle sınırlı değil. Okumuş, “Belediye, kaçak su kullanımı ve patlayan borular gibi konulara da daha fazla eğilmeli. Zaman zaman boru patlıyor, saatlerce hatta günlerce su akmaya devam ediyor. Ama ben Çeşme Belediyesi bunda başarısız demiyorum kesinlikle. Öte yandan belediye, inşaatlarda su deposu zorunluluğu getirebilir, yağmur suyu toplama sistemleri teşvik edilebilir. Bu sularla hem bahçeler hem de parklar sulanabilir. Çünkü su sadece yazın değil, kışın da ihtiyaçtır. Esnafın, ticarethanelerin, temizlik hizmetlerinin, herkesin suya ihtiyacı var. Özellikle yazın artan nüfusla birlikte sorun daha da büyüyor. Sonuç olarak su, hayat demektir. Çeşme'nin bu kadar zengin doğal kaynakları varken, bu kaynakların değerlendirilmemesi büyük kayıptır. Çeşme Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi bu konuda daha duyarlı olmalı. Çünkü su geleceğimizdir” diyerek çözüm önerilerini sıraladı.
Sezon ortasında yaşanan kesintilerin turizmi doğrudan etkileyebileceğini vurgulayan bir diğer esnaf Neşe Bayrak ise “Çok fazla israf var. Arabalar yıkanıyor, havuzlar dolduruluyor. Diyeceksiniz ki 'bu yer altı suyu.' Yer altı suyu da sonuçta sudur, bir farkı yok. Su kaynaklarını dikkatli kullanmamız gerekiyor. Burası turistik bir bölge. Birçok otel, motel ve pansiyon var. Hepsinin duşu, banyosu var. Benim de küçük bir işletmem var. 15 odamız var ve misafirler geldiğinde bu insanlar nasıl duş alacak diye düşünüyorum. Bunca iş yerinden vergi toplanıyor. Ben de burada bir esnaf olarak sürekli vergi ödüyorum. O zaman bu vergilerle neden su yatırımları yapılmıyor? Yağmur yağıyor ama sular boşa akıp gidiyor. Bu sular nereye gidiyor? Hiçbir altyapı yok. Bu duruma artık bir çözüm üretilmeli. Esnaf olduğumuz için sesimizi çok çıkaramıyoruz ama bu sorunlar gerçek. Şimdilik duş alabiliyoruz, bulaşık ve çamaşır yıkayabiliyoruz. Ama ya yarın bunları yapamaz hale gelirsek? O zaman hastalıklar başlar, hijyen sorunu yaşanır. Çeşme gibi sıcak bölgelerde insanlar sabah akşam duş almak zorunda. Denizden geliyorlar, tuzlu suyla kaplanıyorlar, kıyafet değiştiriliyor, hepsi yıkanıyor. Su burada en temel ihtiyaç. 50 dereceye varan sıcaklıklar oluyor. Bu şartlarda her gün çamaşır yıkanıyor, duş alınıyor. Belediyenin bu konuda ciddi yatırımlar yapması şart” diyerek sürecin ekonomik ve hijyenik etkilerine dikkat çekti.
Berberlik yapan Kadir Aydın da artan su ihtiyacının turizmle bağlantısına dikkat çekti: “Yani bunu biraz da turizmle ilişkilendiriyorum. Sonuçta burası bir turizm bölgesi ve nüfus artıyor. Bu da doğal olarak tüketimi artırıyor. Kuraklığın da etkisiyle birlikte bazı sıkıntılar yaşanıyor. Ancak bu çözülemeyecek bir durum değil. Ben çözüleceğine inanıyorum. Tabii ki halkımızın da bu konuda daha dikkatli olması, su tasarrufu yapması gerekiyor. Biz elimizden geleni yapıyoruz, dikkatli olmaya çalışıyoruz. Herkesi de bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz. Örneğin biz berber olarak müşterilerimize soruyoruz. Otele ya da evinize gidecekseniz saçınızı yıkamayın ya da denize gidecekseniz orada temizlenin. Bu şekilde biz de su tasarrufuna katkı sağlamaya çalışıyoruz. Ama elbette daha büyük işletmelerin, özellikle otellerin bu konuda çok daha dikkatli olması gerekiyor.”
Çeşme’de yaşanan su sıkıntısı hem altyapının sınırlarını hem de kuraklığın turistik bölgelerde yarattığı baskıyı gözler önüne seriyor. Vatandaşlar, çözüm için tüm kurumların iş birliği yapmasını bekliyor.