CHP İzmir Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, Meclis’te kabul edilerek yasalaşan 11. Yargı Paketine sert eleştiriler yöneltti. Nalbantoğlu, düzenlemenin yargının yapısal sorunlarına çözüm üretmediğini savundu.
“Cezaevlerinde yatacak yer yok, yenileri açılıyor”
Cezaevlerindeki doluluk oranlarına dikkat çeken Nalbantoğlu, mevcut düzenlemenin sorunu çözmek yerine daha da derinleştirdiğini ifade etti. Nalbantoğlu, cezaevlerinde ciddi bir kapasite sorunu yaşandığını, buna karşın yeni cezaevleri açılarak sorunun ötelenmeye çalışıldığını dile getirdi.
“Amaç günü kurtarmak”
-
Yargı Paketi’nin içeriğini eleştiren Nalbantoğlu, düzenlemenin yargının temel sorunlarına çözüm üretmekten uzak olduğunu belirterek, “Amaç yargının sorunlarına çözüm oluşturmak değil, günü kurtarmak ve iktidarı önceleyen bir yaklaşım sergilemektir” değerlendirmesinde bulundu.
“İnsan hakları adına hiçbir kazanım yok”
İnfaz hukukunda yaşanan eşitsizliklere dikkat çeken CHP’li Nalbantoğlu, çıkarılan yargı paketinin mağduriyetleri gidermediğini söyledi. Düzenlemede siyasi tutuklu ve hükümlülere ilişkin hiçbir iyileştirme yer almadığını vurgulayan Nalbantoğlu, “Yeni düzenleme insan hakları adına hiçbir kazanım getirmiyor” ifadelerini kullandı.
Çıkarılan yargı paketinin infaz hukukunda yaşanan eşitsizlikleri ve mağduriyetler açısından yetersiz olduğunu, siyasi tutuklu ve hükümlülere hiç yer verilmediğini vurgulayan Nalbantoğlu yaptığı yazılı açıklamada şunlara değindi:
Cezaevlerinde Yatacak Yer Yok Yeni yer Açılıyor
Çıkarılan düzenlemenin eksik ve yetersiz olduğunu savunan Nalbantoğlu, açıklamasında cezaevlerindeki mevcut tabloyu da gözler önüne sererek şunları ifade etti:
“Avrupa Konseyinin Cezaevi Raporu'na göre, nüfusa göre en fazla mahkûm ve tutuklu bulunan ülke sıralamasında ülkemiz yine ilk sıralarda. Onun için Adalet Bakanlığının en büyük yatırımı cezaevleri. Sürekli cezaevi yapıyoruz. Halen ülkemizde toplam 304.886 kapasiteli 402 hapishanede 428.267 tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Bunların 121.176’sı açık ceza infaz kurumlarında, 307.091’i ise kapalı hapishanelerde yatmaktadır. Yani cezaevlerinde toplam kapasitenin üzerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 123.381 kişi. Neredeyse yüzde 40 kapasite aşımı var. Son üç yılda yapılan tahliyelere rağmen hapishane nüfusu her ay düzenli olarak artmakta. Cezaevlerinde yatacak yer yok. Bu durum, yaşam koşullarının temel asgari standartların dahi altına düşmesine neden olmakta, hastalıklara ve ölümlere zemin oluşturmaktadır. Bu gerçekler ışığında çıkarılan düzenleme her ne kadar Covid 19 düzenlemesinin mağduriyetlerini giderme amaçlı olarak çıkarılmış olsa da burada asıl amaç, mevcut yığılmayı biraz olsun azaltmak, yeni tutuklu ve hükümlüler için yer açmak amaçlıdır.”
Amaç Yargının Sorunlarına Çözüm Oluşturmak Değil Günü Kurtarmak
İlki 2009’da 4’üncüsü de 2025’in başında açıklanan Yargı Reformu Stratejisi Uygulama raporlarındaki hedeflerin hep kâğıt üstünde kaldığına ve hiçbir ilerleme sağlanmadığına vurgu yapan Nalbantoğlu, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Geçen 16 yıllık süre içinde hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması, hukuka güvenin ve inancın pekiştirilmesi, tarafsızlığın ve yargı bağımsızlığının geliştirilmesi, savunma hakkının etkin olarak kullanılması, şeffaflık ve yargılamanın sadeleştirilmesi adına hiçbir ilerleme sağlanamamasının yanında sorunlar ve hak ihlalleri artarak devam etmiş, hukuktan ve adaletten tamamen uzaklaşılmıştır. Bundan önce çıkarılan 10 yargı paketinde olduğu gibi bugün yasalaşmış olan 11. Yargı paketinde de yer alan düzenlemeler insan hak ve özgürlükler temelli olmadığı gibi devleti, iktidarı ve kurumları önceleyen bir yaklaşımla ele alınmış, yapısal sorunların çözümü yerine günü kurtarma amaçlanmıştır. Tutuklu ve hükümlüler arasında ayrım yapılmış, siyasi olarak içerde bulunanlar adeta gözden çıkarılmıştır. Bu nedenle çıkarılan düzenleme diğer düzenlemeler gibi gerçekçilikten ve samimiyetten uzaktır.”
Yeni Düzenleme İnsan Hakları Adına Hiçbir Kazanım Getirmiyor
Hem komisyonlarda hem de Meclis Genel kurulunda defalarca dile getirilmesine karşın cezaevlerindeki kötü muamelelerin ve hak ihlallerinin artarak devem ettiğini ve bu yönde hiçbir adım atılmadığına değinen Rıfat Nalbantoğlu, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Yeni yasalaşan yargı paketi de diğerleri gibi, insan hakları adına hiçbir kazanım getirmemektedir. Kapasitesinin yüzde 40 üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunan cezaevlerindeki yaşam koşulları insan onuruna yakışmayacak bir düzeyde olup, her türlü hijyenden uzak, hastalıklara ve ölümlere zemin oluşturacak bir durumdadır. Öte yandan AKP’yle özdeşleşen ve “Kuyu Tipi” olarak adlandırılan yüksek güvenlikli cezaevlerinde kalanlar fiziksel, ruhsal ve beden sağlıkları açısından büyük risk altında olmaya devam etmektedirler. Uzun tutukluluk sürelerinin yanı sıra, 335’i ağır durumda olan 1400’ün üzerindeki hasta tutuklu ve hükümlünün sağlık protokollerine uygun tedaviye erişimindeki sorunlar da devam etmektedir. Oysa yargı paketlerinin de infaz düzenlemelerinin de birinci önceliği insan olmalı, iktidar kendisine muhalif olan herkese düşman hukuku uygulamaktan vazgeçmeli hukuka, adalete, vicdana ve insan onuruna yakışacak düzenlemelere imza atmalıdır.”





