Oxford Sözlüğü tarafından yılın kelimesi seçilen “rage bait”, çevrimiçi etkileşimi artırmak amacıyla öfkeyi tetikleyen, kışkırtıcı veya incitici paylaşımlar anlamına geliyor. Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, bu içeriklerin düşünme becerilerini devre dışı bırakan dijital bir tuzak niteliğinde olduğunu vurguluyor.
Beyaz, rage bait içeriklere maruz kalan bireylerde prefrontal korteks aktivitesinin azalabildiğini, daha dürtüsel kararlar verilebildiğini ve duygu düzenleme becerisinin zayıflayabileceğini ifade etti. Uzman, “Yapılan araştırmalar, haftada 2 saatten fazla rage bait tüketiminin depresif belirti riskini yüzde 37 oranında artırdığını gösteriyor. Ayrıca bu içerikler empatiyi zayıflatıyor ve tartışmacı, tahammülsüz bir iletişim tarzını tetikleyerek gündelik yaşamı olumsuz etkileyebiliyor.” dedi. Çocuk ve ergenlerde ise etkilerin çok daha yıkıcı olabileceğine dikkat çeken Beyaz, bu içeriklerden bilinçli bir şekilde uzak durmanın psikolojik sağlığı korumada kritik önem taşıdığını belirtti.
Öfke, dürtüleri güçlendiriyor
Öfkenin yüksek uyarılma seviyesiyle diğer temel duygulardan ayrıldığını belirten Beyaz, “Öfke hissettirebilecek bir duruma karşı zihnimiz ‘bir sorun ya da tehlike var, eyleme geç’ sinyali veriyor” dedi. Rage bait içeriklerin, öfke halini direkt tetikleyebilecek boyutta olduğunu aktaran Beyaz, şunları söyledi:
“Öfke uyandıran içerikler, duygusal beyni tetikleyerek daha akılcı düşünmek yerine dürtüsel davranışlara yol açabiliyor. Ayrıca bu içeriklere maruziyet dikkat sürelerini kısaltıyor, empatiyi zayıflatıyor ve bireyleri tartışmacı bir kimliğe yönlendirebiliyor.”
Duygu düzenleme yeteneği zayıflıyor
Rage bait’in, bireylerin duygu düzenleme becerilerini olumsuz etkilediğini belirten Beyaz, “Bu içeriklere yoğun maruz kalan bireylerde prefrontal korteks aktivitesi azalıyor. Öfke ve şok uyandırıcı durumlar limbik sistemi aktive ediyor. Sürekli ‘savaş ya da kaç’ modunun aktif olması, strese dayanma kapasitesini azaltıyor ve öfke kontrolünü zorlaştırıyor. Devamlı maruziyet ise kişiyi gerçek üzüntü ve öfke durumlarına karşı duyarsızlaştırabiliyor” dedi.
Depresyon ve toplumsal kutuplaşma riski
Rage bait’in toplumsal kutuplaşmayı derinleştirme potansiyeline de dikkat çeken Beyaz, “Kişiler iki zıt kutup üzerinden kendilerini otomatik olarak bir tarafa yerleştirebiliyor. Bu durum, ortak alanın boşalmasına ve uç görüşlerin belirginleşmesine yol açıyor. Haftada 2 saat veya daha fazla tüketim, depresif belirti riskini yüzde 37 artırabiliyor” dedi.
Çocuk ve gençlerde etkiler daha vahim
Beyaz, özellikle çocuk ve ergenlerin prefrontal korteks gelişiminin 25 yaş civarına kadar devam ettiğini belirterek, rage bait’in bu yaş grubunda daha yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini vurguladı:
“Düşük empati, agresyon ve dürtü kontrol güçlüğü, çocuk ve ergenlerde kökleşebilir. Çatışma ve saldırganlığın normal olduğu bir dünya algısı şekillenebilir. Rage bait’in amacının fark edilmesi ve içeriklere bilişsel bir filtreyle yaklaşılması, duygusal mesafe için makul bir çözüm olabilir.”




