Bilim insanları, tarih öncesine uzanan çarpıcı bir keşifle, milyonlarca yıl önce yaşamış bir dinozorda kanser izlerine rastladı. Bu buluş, sadece antik canlıların hastalık geçmişine ışık tutmakla kalmayabilir; aynı zamanda modern tıbbın kanseri anlama ve tedavi etme yollarını da kökten değiştirebilir.

İngiltere ve Romanya'dan araştırmacılar, Romanya'da keşfedilen ve yaklaşık 66 ila 70 milyon yıl önce yaşamış olan Telmatosaurus transsylvanicus adlı otobur dinozorun fosilleşmiş kalıntıları üzerinde gerçekleştirdikleri çalışmada, dinozorun çene kemiğinde ameloblastoma adı verilen ve günümüzde insanlarda da görülen bir tümöre ait izler buldu. Ancak bu keşfi olağanüstü kılan sadece bu değil. Aynı zamanda yüksek çözünürlüklü mikroskoplarla yapılan analizler sonucunda, kanserli dokuyla bağlantılı alyuvar benzeri yapıların, yani yumuşak doku kalıntılarının da korunduğu ortaya çıktı.

MİLYONLARCA YILLIK YUMUŞAK DOKU KORUNMUŞ

Bu bulgu, fosillerde sadece kemik yapılarının değil, nadiren de olsa protein içeren yumuşak dokuların da milyonlarca yıl boyunca korunabildiğini gösteriyor. Bilim insanları, bu tür yumuşak doku kalıntılarının antik hastalıkları anlamada büyük bir potansiyel taşıdığına dikkat çekiyor.

Anglia Ruskin Üniversitesi’nden onkolog Prof. Justin Stebbing, konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:

"Kemik yapılarından farklı olarak, yumuşak dokular protein içerir. Bu proteinler, hastalıkların biyolojik mekanizmalarını ortaya çıkarabilecek moleküler bilgiyi barındırır."

Termometreler şaştı! Aydın’da sıcaklık rekora koşuyor | 16 Temmuz 2025 hava durumu
Termometreler şaştı! Aydın’da sıcaklık rekora koşuyor | 16 Temmuz 2025 hava durumu
İçeriği Görüntüle

ANTİK KANSER MEKANİZMALARI MODERN TIBBA IŞIK TUTABİLİR

Araştırmacılar, dinozorların kansere karşı geliştirmiş olabilecekleri biyolojik savunma mekanizmalarını inceleyerek, kanserin evrimi hakkında daha fazla bilgi edinmeyi amaçlıyor. Tıpkı günümüzde büyük yapılı hayvanlar olan balinalar ve fillerin kansere karşı geliştirdiği doğal korunma sistemleri gibi, dinozorların da benzer adaptasyonlara sahip olup olmadıkları araştırılıyor.

Bu adaptasyonları anlamak, bilim insanlarının gelecekte kansere karşı yeni önleyici ve tedavi edici yöntemler geliştirmesine katkı sağlayabilir.

FOSİLLER GELECEĞİN BİLİMİ İÇİN KRİTİK ÖNEMDE

Araştırmacılar, bu tür fosil örneklerinin dikkatle korunması gerektiği konusunda uyarıyor. Bilimsel teknolojinin hızla geliştiği günümüzde, bu fosillerin gelecekte çok daha gelişmiş analiz yöntemleriyle incelenmesi mümkün olabilir. Eğer yeterli doku örnekleri korunmazsa, bu fırsatlar sonsuza kadar kaybedilebilir.

Prof. Stebbing, bu konuda da şunları söyledi:

"Uzun ömürlü ve büyük yapılı organizmalar olan dinozorlar, milyonlarca yıl boyunca kanserle nasıl baş ettiklerini araştırmak için çok önemli bir kaynak sunuyor."

PROTEİNLER DNA’DAN DAHA DAYANIKLI

Özellikle kemik gibi kalsifiye (kireçleşmiş) dokularda bulunan proteinler, DNA’ya kıyasla daha dayanıklı yapıları sayesinde antik hastalıkların incelenmesinde ideal materyaller olarak öne çıkıyor. Bu sayede, yalnızca dinozorların değil, tarih öncesi dönemde yaşamış tüm canlıların hastalık geçmişi üzerine daha fazla bilgi edinilmesi mümkün olabilir.

Söz konusu çalışma, saygın bilim dergisi Biology'de yayımlandı.

Kaynak: Sciencealert

Kaynak: HABER MERKEZİ