A, B, AB ve 0 kan gruplarının dışında, altın kan olarak bilinen Rhnull kan grubu, dünyada sadece yaklaşık 50 kişide tespit edildi.
Normalde insanların kan hücrelerinde farklı Rh antijenleri bulunurken, altın kan grubunda hiçbir Rh antijeni yok. Bu özelliği sayesinde Rhnull kanı, Rh sistemi içindeki tüm nadir gruplara uyum sağlayabiliyor. Yani, birçok hasta için hayat kurtarıcı bir evrensel donör görevi görüyor.
KAN BANKALARININ EN DEĞERLİ HAZİNESİ
Az sayıda kişide bulunması nedeniyle Rhnull, tıp dünyasında “dünyanın en değerli kanı” unvanını taşıyor. Uluslararası kan bankaları, Rhnull kanını özel koşullarda saklıyor. Bir ünite bile nadir kan grubuna sahip bir hastanın hayatını kurtarabiliyor.
Uzmanlar, bu kan grubuna sahip kişilerin bağış yapmasının hayati önem taşıdığını, ancak kendi gruplarına uygun kan bulmanın da son derece zor olduğunu belirtiyor.
TARİHÇESİ VE KEŞFİ
Rhnull kan, ilk kez 1961 yılında Avustralya’da bir Aborjin kadında keşfedildi. O günden bu yana yalnızca birkaç düzine vaka kayda geçti. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve çeşitli ülkelerdeki kan merkezleri, bu kişileri özel bir kayıt altında tutuyor.
KENDİLERİ İÇİN ZORLUK
Rhnull kan, nakillerde evrensel kabul edilse de, bu gruba sahip kişiler kendilerine uygun kan bulmakta zorluk yaşıyor. Bu nedenle, Rhnull taşıyanların kan bağışı ve sağlık kayıtları uluslararası düzeyde titizlikle takip ediliyor.
Tıp literatüründe altın kan, bazen “transfüzyon biliminin kutsal kasesi” olarak adlandırılıyor. Çünkü yalnızca kan nakilleri için değil, aynı zamanda yeni tedavi yöntemlerinin araştırılmasında da eşsiz bir kaynak sağlıyor.