Son dönemde Avustralya ve Avrupa’da hızla yayılan H3N2 virüsü, dünya genelinde dikkatle izlenen influenza A alt tiplerinden biri haline geldi. Türkiye’de görülüp görülmediği ve virüsün etkilerine ilişkin sorular giderek artıyor.
H3N2 virüsü Türkiye’de var mı?
Uzman Prof. Dr. Tevfik Özlü, H3N2 virüsünün Türkiye’de henüz yaygın olarak tespit edilmediğini belirtiyor. Ancak Avrupa’daki hızlı yayılım ve Türkiye’nin yoğun temas trafiği nedeniyle virüsün kısa süre içinde ülkeye ulaşabileceği ifade ediliyor. Sağlık otoriteleri, ülkede şu an bir salgın bulunmadığını, ancak 5 yaş altı çocuklar, 50 yaş üstü yetişkinler ve kronik rahatsızlığı olanların önlem alması gerektiğini vurguluyor.

H3N2 virüsü nedir?
H3N2, influenza A virüsünün alt tiplerinden biri olup klasik grip virüsüne göre daha hızlı bulaşma kapasitesine sahiptir. Avustralya’daki son salgında virüsün 7 farklı mutasyon geçirdiği doğrulanmıştır. Bu mutasyonlar, bulaşma hızını artırarak daha geniş bir kitleyi etkilemektedir.
Mevcut grip aşıları, mutasyonlara rağmen virüse karşı kısmi koruma sağlamaya devam etmektedir. Aşı olanlarda hastalığın daha hafif seyredebildiği belirtiliyor.

H3N2 belirtileri nelerdir?
H3N2’nin belirtileri, diğer grip türlerine benzer şekilde ortaya çıkar:
-
Yüksek ateş
-
Burun akıntısı ve tıkanıklık
-
Hapşırma, öksürük
-
Geniz akıntısı
-
Halsizlik ve kırgınlık
-
Baş ağrısı
Uzmanlar, belirtilerin başka viral enfeksiyonlarla karıştırılabileceği konusunda uyarıyor.

H3N2 virüsünden nasıl korunulur?
H3N2 virüsünden korunmak, diğer solunum yolu enfeksiyonlarından korunma yöntemleri ile benzerdir. Uzmanlar, korunma yollarını şu şekilde özetlemektedir:
Grip aşısı yaptırmak: Mevcut influenza aşıları, virüse karşı kısmen koruyucudur ve ağır hastalık riskini azaltır.
Hasta kişilerle teması sınırlamak: Özellikle ateşi ve öksürüğü olan kişilerden uzak durmak gerekir.
Maske kullanmak: Özellikle toplu taşıma ve kapalı alanlarda maske takmak virüsün yayılmasını önler.
Hijyen kurallarına dikkat etmek: Elleri sık yıkamak ve ortak kullanım alanlarında temastan kaçınmak önemlidir.
Evde istirahat: Hastalık belirtileri görüldüğünde evde kalarak başkalarına bulaşmayı önlemek.
Prof. Dr. Özlü'nün vurguladığı üzere, risk gruplarının önlem alması salgının yayılmasını önemli ölçüde azaltacaktır.




