Yaklaşık 8 bin kişinin katıldığı çalışmada, üç yıl boyunca gönüllüler izlendi. Sonuçlar, peynir yiyenlerin, hiç peynir tüketmeyenlere göre bunama riskinin yüzde 24 daha düşük olduğunu gösterdi.
Araştırmanın detayları

Çalışmada, peynir tüketen grupta bunama görülme oranı %3,39 olurken, peynir yemeyenlerde bu oran %4,45 olarak belirlendi. Araştırmacılar, meyve, sebze, et ve balık gibi diğer beslenme alışkanlıklarını da göz önünde bulundurdu. Hesaplamalar sonrası, peynirin bağımsız olarak bunama riskini %21 oranında azalttığı saptandı. Bulgular, Nutrients dergisinde yayımlandı.
Peynirin koruyucu özellikleri

Bilim insanları, peynirin içerdiği besin öğelerinin bu koruyucu etkiyi sağladığını belirtiyor. Peynir; protein, temel aminoasitler, K2 vitamini, antioksidanlar, peptitler ve probiyotikler açısından zengin. Bu bileşenler, nöronları hasardan koruyan ve beyin sağlığını destekleyen “nöronal bakım sürecini” güçlendiriyor.
Ayrıca K2 vitamini, damar sağlığı ve kalsiyum dengesi üzerinde önemli rol oynuyor. Önceki araştırmalar, yüksek kolesterol ve kalp-damar hastalıklarının bunama riskini artırabileceğini göstermişti.
En çok işlenmiş peynir tüketiliyor
Çalışmada en çok tüketilen peynir türü işlenmiş peynir olarak öne çıktı. Tek tek paketlenmiş dilimler veya sürülebilir krem peynirler şeklinde sunulan işlenmiş peynirler, özellikle evlerde ve kahvaltılarda sık tercih ediliyor.
Demans ve dünya genelinde yaygınlığı
Demans, özellikle İngiltere’de en yaygın ölüm nedenlerinden biri. Ülkede 944 binden fazla kişi hafıza kaybı ve bilişsel gerileme ile yaşarken, ABD’de bu rakam yaklaşık 7 milyon. Uzmanlar, erken teşhisin önemine dikkat çekiyor; erken dönem müdahaleler, hastalığın ilerlemesini yavaşlatabiliyor ve belirtileri hafifletebiliyor.
Alzheimer Derneği’nin verilerine göre, demans İngiltere’de yıllık 42 milyar sterlinlik ekonomik yük oluşturuyor. Yaşlanan nüfusla birlikte, önümüzdeki 15 yıl içinde bu rakamın 90 milyar sterline çıkması bekleniyor.
Uzmanlardan tavsiye
Araştırmacılar, haftada bir kez peynir tüketiminin hafıza sağlığı için destekleyici olabileceğini vurguluyor. Ancak kesin sonuçlar için daha fazla çalışma yapılması gerektiğinin altını çiziyorlar.




