İngiltere merkezli araştırmacılar, yaklaşık 80 yıl önce elde edilen kanıtları kullanarak Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler’in DNA’sını çözdüğünü duyurdu. Dört yılı aşkın süren bu genetik inceleme, Hitler DNA'sında ergenliğin gecikmesine yol açan Kallmann sendromu işareti gibi dikkat çekici biyolojik bulgular ortaya koydu. Bu kapsamlı analiz, İngiltere'de Channel 4’da yayımlanacak bir belgesel için yapıldı.
DNA örneği nasıl doğrulandı ve incelendi?
Bath Üniversitesi'nden genetikçi Prof. Turi King öncülüğünde yürütülen araştırma, Hitler'e ait olduğuna inanılan DNA örneğinin gerçekliğini teyit etme süreciyle başladı.

Kanlı kumaş parçası ve akraba eşleşmesi
İnceleme için kullanılan DNA, 1945 yılında Hitler’in intihar ettiği sığınakta bulunan kanlı bir koltuktan alınan kumaş parçasından elde edildi. Kumaş parçası, ABD Ordusu Albayı Roswell P. Rosengren tarafından sığınaktan alınmış ve yıllar sonra 2014 yılında bir müzayedede satılarak Gettysburg Tarih Müzesi tarafından satın alınmıştı.
Araştırmacılar, bu kumaş parçasındaki DNA'yı, Hitler’in doğrulanmış bir akrabasından alınan örnekle karşılaştırarak örneğin Nazi liderine ait olduğunu kesinleştirdi.
Genetik analizdeki en çarpıcı bulgular
DNA analizinde elde edilen veriler, Hitler’in biyolojik yapısına ve yaşamına dair önemli çıkarımlar içeriyor.
Cinsel gelişim bozukluğu ve PROK2 mutasyonu
Analizde en çok dikkat çeken bulgu, Hitler’in PROK2 adlı gende bir mutasyon taşımasıdır. Bu mutasyonun, ergenliğin gecikmesine ve cinsel organ gelişiminin yetersiz olmasına neden olan Kallmann sendromu ile ilişkilendirildiği belirtildi.
Tarihçi Alex J. Kay, bu genetik bulguyu destekleyen tıbbi kayıtların var olduğunu, Hitler'e 1923’te yapılan bir muayenede sağ tarafta "inmemiş testis" tespit edildiğini hatırlattı. Kay, bu durumun, Hitler’in özel hayatını tamamen dışlayarak siyasete olağanüstü odaklanmasını açıklayabileceği yorumunda bulundu.

Yahudi köken iddiaları çürütüldü
Yıllardır süregelen, Hitler’in büyükannesinin bir Yahudi ailenin yanında çalışırken hamile kaldığı iddiasına dayanan Yahudi kökenli olabileceği söylentisi de genetik inceleme konusu oldu. DNA analizi, Hitler’in soy hattının Avusturya Alman kökenli olduğunu ve erkek soyundan akrabasıyla tam eşleşme sağlandığını gösterdi. Genetikçi King, eğer Yahudi kökenli bir soy bağı olsaydı, bu DNA eşleşmesinin gerçekleşmeyeceğini belirtti.
Psikiyatrik hastalıklara genetik yatkınlık incelemesi
Araştırmacılar, Danimarka Aarhus Üniversitesi’nden Prof. Ditte Demontis’in katkısıyla Hitler’in poligenik risk skorunu da inceledi. Bu skorlama, kesin bir tanı koymamakla birlikte genetik yatkınlık hakkında fikir vermektedir. Analizde, Hitler’in şizofreni, otizm ve bipolar bozukluk gibi psikiyatrik ve nörogelişimsel hastalıklara yatkınlığının en yüksek oranda olduğu saptanmıştır. Ancak uzmanlar, bu koşullardan birine sahip olduğunun kesin olmadığını, yalnızca olasılığın yüksek göründüğünü ifade etmektedir.
Bilim dünyasında süren tartışmalar
Araştırmanın sonuçları dikkat çekici olsa da, uzmanlar bu bulguların henüz hakemli bir dergide yayımlanmamış olmasına dikkat çekiyor. Francis Crick Enstitüsü’nden Pontus Skoglund, genomun ham verileri paylaşılmadan bulguların değerlendirilemeyeceğini belirtti. Skoglund, bu tür bir medya kampanyasının bilimsel değerinin, genetik yatkınlıkları bulunan kişilerin damgalanması riskiyle dengelenmesi gerektiğini ifade etmiştir.





