Dijital hafızanın bozulduğu bu süreçte, yapay zekanın simüle edilmiş içeriklerle geçmişi doldurduğu iddia ediliyor.
Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yazılım Mühendisliği (İngilizce) Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Kaan İldiz, internetin ilk dönemlerinde forumlar, bloglar ve açık tartışma platformlarının kullanıcıların bilgi üretip birbirini doğruladığı sosyal alanlar olduğunu hatırlattı. Dr. İldiz, “Artık internet, geçmişe dönük organik tartışmaları saklayan bir alan olmaktan çıkıp, yüzeysel ve tekrarlayan yapay içeriklerin hakim olduğu bir akış mantığına evrilmiş durumda.” dedi.

Spotify'a en iyi 4 alternatif: Ses kalitesi, fiyat ve özellik karşılaştırması
Spotify'a en iyi 4 alternatif: Ses kalitesi, fiyat ve özellik karşılaştırması
İçeriği Görüntüle

Dijital geçmiş yerini yapay içeriklere bırakıyor

“Dijital geçmiş hem kayboluyor hem de yerine yapay bir geçmiş üretiliyor.” diyen Dr. İldiz, bu süreçte özgün insan içeriğinin köreldiğini ve yapay zekanın halüsinasyonlarıyla boşlukların doldurulduğunu ifade etti. “Gerçek bellek silinirken, yerini simüle edilmiş bir bellek alıyor.” şeklinde konuştu.

Dr. İldiz, “ölü internet teorisi”ni değerlendirirken, bu kavramın internetin yapısal dönüşümünü anlamada metaforik bir işlev taşıdığını belirtti. İnsan merkezli etkileşimlerin azalması, yapay içeriklerin çoğalması ve kolektif dijital hafızanın bozulmasının düşündürücü bir tablo çizdiğini söyledi.

Forumlar ve bloglar, internetin insan dokusuydu

İnternetin ilk dönemlerinde forumlar ve bloglar, hem bilgi üretimi hem de doğrulama mekanizması işlevi görüyordu. Dr. İldiz, “O dönemin tartışmaları, deneyimler ve kolektif üretimler internetin ‘insani dokusunu’ oluşturan en önemli unsurlardı. Ancak bugün bu içeriklerin büyük bölümü ya erişilemez durumda ya da algoritmik akışların arasında kaybolmuş durumda.” dedi.

Dijital hafıza kırılgan, yapay zeka rolü kritik

Dijital hafızanın insan hafızasına benzer şekilde kırılgan bir yapıya sahip olduğunu ifade eden Dr. İldiz, “Yapay zeka halüsinasyonları, erişimi zorlaşmış eski tartışmaların üzerine ek bir belirsizlik katmanı ekliyor. Özgün insan içeriği körelirken bu bölgeleri yapay zekanın halüsinasyonları kapatıyor.” ifadelerini kullandı.

Yeni anlatılar ve simülatif hafıza

Yapay zekanın tabanlı arama ve içerik üretim sistemlerinin geçmişi olduğu gibi aktarmadığını, veriler arasında benzerlik temelli yeni bir anlatı ürettiğini vurgulayan Dr. İldiz, bunun kullanıcıların dijital hafızayla gerçek tartışmalar arasındaki farkı ayırt etmesini zorlaştırdığını söyledi. “Bu da insanın özgün ifade üretme alanını daraltıyor.” dedi.

İnternetin sessiz kayboluşu ve gelecek endişesi

İnternetin sessiz kayboluşunu ölüm metaforuyla açıklayan Dr. İldiz, asıl meselenin içerik miktarı değil, kaynağının insandan uzaklaşması ve geçmişe dair referansların doğrulanabilirliğinin giderek zorlaşması olduğunu belirtti. “İnternetin yaşayan hafızası silikleşirken, yapay zekâ sistemleri bu boşluğu kendi kurgusal üretimleriyle dolduruyor.” dedi.

Dr. İldiz, geleceğe yönelik sorularla haberini sonlandırdı:

“Gerçek dijital geçmişi kaybettiğimizde, gelecekte üreteceğimiz bilgi hangi temele dayanacak? Sorulara yanıt arıyorken soru üretebilecek özgünlüklerimizi ne kadar kaybedeceğiz? Bu sorular muhtemelen ‘ölü zihinler teorisi’ gibi kavramlarla karşımıza çıkacak, insan üretkenliğinin çürüdüğü bir dönemde.”

Kaynak: BASIN BÜLTENİ