İzmir’de sonbahar ve kış aylarında beklenen yağışların gerçekleşmemesi, kenti ciddi bir kuraklık tehdidiyle karşı karşıya bıraktı. Özellikle Tahtalı Barajı’nda su seviyesi yüzde 8’e kadar düşerken, kent genelinde planlı su kesintileri başladı. Yetkililer, su tasarrufu çağrılarını yinelerken, uzmanlar özellikle tarımsal sulama açısından riskin büyüklüğüne dikkat çekiyor.
Türkiye Bilimler Akademisi Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir’in Türkiye’nin kışlık sebze üretiminin yaklaşık yüzde 60’ını karşıladığını belirterek, "Tarımda suyumuz kalmadı. Çok acil tedbirler almamız şart" dedi. Barajlardaki suyun yüzde 75’inin tarımda kullanıldığını hatırlatan Yaşar, "Üç günde bir duş alırsın sorun değil ama tarım çok önemli" sözleriyle durumun ciddiyetini vurguladı.
Prof. Dr. Yaşar ayrıca, İzmir’in kişi başı su potansiyelinin Türkiye ortalamasının çok altında olduğunu ifade ederek, "İzmir fakir değil, su açısından fakirlerin de fakiridir. Bu nedenle suyun çok çok dikkatli kullanılması gereken en önemli illerden biridir" diye konuştu. Yaşar, bölgedeki su sorunlarının çözümü için yeni barajların yapılmasının ve özellikle Çamlı Barajı’nın altın madeni nedeniyle bekletilmesinin sona erdirilmesinin önemine dikkat çekti.
Yaşar, doğanın kendini dengeleme özelliğine de işaret ederek, "Her sert kurak dönemin ardından güzel bir yağışlı dönem gelir" dedi. Geçmiş yıllarda yaşanan kuraklıkların ardından gelen bol yağışların doğanın dengesini sağladığını belirten Yaşar, Eylül ayından sonra güzel bir yağış dönemi beklentisini dile getirdi.