Salihli’ye bağlı Adala Mahallesi’nde yer alan Ölü Canlar Gölü, adını suyun içindeki kurumuş ağaç siluetlerinden alıyor. Gölde yükselen bu ağaçlar, ziyaretçilere hem görsel bir şölen sunuyor hem de mistik bir atmosfer yaratıyor.
Göl, Kula-Salihli UNESCO Küresel Jeoparkı sınırları içinde bulunuyor. 2013 yılında tescillenen jeopark, Türkiye’nin ilk ve tek UNESCO destekli jeolojik alanı olma özelliğine sahip. Yaklaşık 300 kilometrekarelik alan, milyonlarca yıl öncesine ait volkanik oluşumlar, lav akıntıları ve fosil kalıntıları ile tarih meraklılarını cezbediyor.
Göle Dönüşen Dere Yatağı
Ölü Canlar Gölü, bir zamanlar yalnızca dere yatağı olarak kullanılıyordu. Adala’nın su ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan setle gölete dönüştürülen alan, su seviyesinin yükselmesiyle ağaçları sular altında bıraktı. Zamanla kuruyan ağaçlar, gölde adeta hayaletimsi bir görüntü oluşturdu ve göle unutulmaz bir atmosfer kazandırdı.
Ziyaret İçin İpuçları
Doğaseverler ve fotoğraf tutkunları için ideal bir durak olan göl, özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında en etkileyici manzarasını sunuyor. Göl çevresi, doğa yürüyüşü, kamp ve manzara fotoğrafçılığı için uygun alanlar sağlıyor. Gün batımında göle yansıyan ışıklar, ortaya adeta bir tablo çıkarıyor.
Jeoloji ve Doğa Tutkunları İçin Bir Durak
Ölü Canlar Gölü, yalnızca bir manzara değil; aynı zamanda bir doğa anlatısı. UNESCO tescilli Kula-Salihli Jeoparkı’nın bir parçası olarak, bölgeyi jeoloji meraklıları için de cazip kılıyor. Tarihin izlerini sürmek, doğayla baş başa vakit geçirmek ve eşsiz fotoğraflar çekmek isteyenler için Ölü Canlar Gölü, Ege’nin saklı hazinelerinden biri.