Nature Astronomy'de yayımlanan çarpıcı yeni araştırma, Jüpiter’in geçmişte bugünkünden çok daha büyük olduğunu ve manyetik alanının şaşırtıcı derecede güçlü olduğunu gösterdi.
Güneş Sistemi’nin en büyük gezegeni olan Jüpiter, uzun süredir evrenin en ilginç yapılarından biri olarak bilim insanlarının radarında. Ancak Caltech ve Michigan Üniversitesi’nden bilim insanlarının katılımıyla yürütülen son çalışma, bu dev gezegenin gençliğine dair ezber bozan bir tablo ortaya koydu: Jüpiter, 4.5 milyar yıl önce şimdiki boyutunun yaklaşık iki katı büyüklüğündeydi ve manyetik alanı Dünya'nınkinden tam 400 kat daha güçlüydü.
KOZMİK BİR GİZEMİN ANAHTARI
Araştırmanın başyazarı olan Caltech'ten gezegen bilimci Prof. Konstantin Batygin, çalışmanın temel hedefinin gezegenlerin nasıl oluştuğunu anlamak olduğunu belirterek, “Son hedefimiz nereden geldiğimizi anlamak. Gezegen oluşumunun erken evrelerini netleştirmek, bu bulmacayı çözmek için kritik,” ifadelerini kullandı.
Bu kapsamda, bilim insanları Jüpiter’in iki küçük uydusu olan Amalthea ve Thebe’nin günümüzdeki yörüngelerini inceledi. Bu iki uydunun izlediği hafif eğimli yörüngeler, Jüpiter’in gençlik dönemine dair önemli ipuçları barındırıyor. Elde edilen veriler, gezegenin ilk oluştuğu dönemde mevcut yarıçapının 2 ila 2.5 katı büyüklüğünde olduğunu gösteriyor.
DEVASA MANYETİK ALAN: 21 MILITESLA
Jüpiter’in gençliğinde sadece fiziksel olarak daha büyük değil, aynı zamanda çok daha güçlü olduğu da ortaya çıktı. Araştırmacılar, Jüpiter’in o dönemdeki yarıçapını kullanarak manyetik alanını hesapladı. Elde edilen sonuç: 21 militesla. Bu değer, bugünkü Jüpiter’in manyetik alanından 50 kat, Dünya’nınkinden ise yaklaşık 400 kat daha güçlü.
Michigan Üniversitesi’nden astrofizikçi Fred Adams, “Aradan 4.5 milyar yıl geçmiş olmasına rağmen, Jüpiter’in varoluşunun başındaki fiziksel durumunu yeniden inşa etmemizi sağlayacak yeterince ipucunun hala kalmış olması gerçekten şaşırtıcı,” dedi.
GÜNEŞ SİSTEMİ’NİN MİMARLARINDAN BİRİ
Jüpiter’in bu kadar büyük ve güçlü olması sadece kendi geçmişi açısından değil, tüm Güneş Sistemi’nin kaderi açısından da büyük önem taşıyor. Güneş'le birlikte, Jüpiter’in muazzam yerçekimi kuvveti, diğer gezegenlerin ve asteroitlerin yörüngelerini şekillendirmede kilit bir rol oynadı. Ancak bunca yıl sonra bile, dev gezegenin tam olarak nasıl oluştuğu hâlâ net değil.
Yeni çalışma, gezegenin geçmişine dair doğrudan gözlemlenebilir verilere dayalı önemli bir referans noktası oluşturuyor. Batygin, bu konuyla ilgili olarak, “Güneş sistemimizin evrimini daha güvenle yeniden inşa edebileceğimiz bir temel nokta ortaya koyuyoruz,” diyerek çalışmanın uzun vadeli etkilerine dikkat çekti.
JÜPİTER HAKKINDA KISA BİLGİLER
Güneş’e uzaklık: Beşinci sırada
Tipi: Gaz devi (hidrojen ve helyum ağırlıklı)
Uyduları: 79’dan fazla (en bilinenleri Io, Europa, Ganymede, Callisto)
Öne çıkan özellikleri: Devasa fırtınalar (özellikle “Büyük Kırmızı Leke”), güçlü manyetik alan, halka sistemi
Kütle: Diğer tüm gezegenlerin toplam kütlesinden daha fazla
BİLİM İNSANLARININ ELİNDEKİ YENİ PARÇA
Güneş Sistemi’nin oluşumu hakkında hâlâ pek çok bilinmeyen olsa da, Jüpiter’in geçmişini anlamaya yönelik bu son çalışma bilim dünyası için dev bir adım olarak değerlendiriliyor. Dev gezegenin ilk yıllarındaki devasa boyutu ve olağanüstü manyetik alanı, sadece Jüpiter’in değil, tüm Güneş Sistemi’nin kaderini belirleyen kilit unsurlardan biri olabilir.
Kaynaklar: Nature Astronomy, Life Science