Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Türkiye’de kenelere karşı doğal mücadeleyi güçlendirmek amacıyla önemli bir projeyi hayata geçiriyor. Son 10 yıl içerisinde yaklaşık 1 milyon kanatlı hayvanın, özellikle keklik ve sülünlerin doğaya salındığı açıklandı. Bu çalışmalar, kene popülasyonunu biyolojik yöntemlerle kontrol altına almayı hedefliyor.
Keklik ve sülün üretim istasyonları başta Afyonkarahisar, Kahramanmaraş, Malatya, Gaziantep, Yozgat olmak üzere Samsun, İstanbul ve Gümüşhane’de faaliyet gösteriyor. Bu illerden salınan keklikler, doğal ekosisteme destek sağlarken kene popülasyonunun dengelenmesine yardımcı oluyor. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Kadir Çokçetin, yılbaşından bu yana 32 bin 100 keklik ve 1.650 sülünün doğaya salındığını belirtti.
KEKLİKLER, KENEYLE MÜCADELEDE DOĞAL BİR DESTEKÇİ
Keklikler, özellikle genç dönemlerinde böcekgillerle beslenerek kene ve diğer parazitlere karşı doğal bir kontrol ajanı olarak görev yapıyor. Çokçetin, kekliklerin keneleri iştahla yediğini ve bu sayede doğal popülasyonları desteklediklerini vurguladı. Ayrıca, kekliklerin parazitlere karşı korunması için antiparaziter ilaç uygulaması yapıldığını ve böylece doğada daha uzun süre hayatta kalmaları sağlandığını aktardı.
KENE VAKALARINDAKİ YANLIŞ ALGILAR VE DOĞRU MÜCADELE YÖNTEMLERİ
Sosyal medyada kene vakalarının arttığı yönündeki algıların gerçeği yansıtmadığını belirten Çokçetin, kekliklerin yoğun avlanmasının yanlış anlamalara yol açtığını ifade etti. Kekliklerin salındığı bölgeler en az üç yıl ava kapatılarak popülasyonun dengelenmesi sağlanıyor. Bu çalışmalarla kene mücadelesinde biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir çözümler sunulması amaçlanıyor.
DOĞA KORUMA ÇALIŞMALARI VE GELECEK HEDEFLERİ
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, yaban hayatının korunması ve biyolojik çeşitliliğin artırılması için benzer projeleri devam ettirmeyi planlıyor. 2025 yılı sonuna kadar 45 bin 250 birey daha doğaya salınarak, hem ekosistemin güçlendirilmesi hem de kene gibi zararlıların doğal yollarla kontrol altına alınması hedefleniyor. Böylece çevre dostu, etkin ve sürdürülebilir bir mücadele stratejisi geliştirilmiş oluyor.