Kansere bağlı yaşam kayıplarında dördüncü sırada yer alan bu hastalıkta erken tanının hayati önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Balık, “Pankreas kanseri, erken dönemde fark edildiğinde cerrahi tedavi ile uzun süreli sağ kalım mümkündür” dedi.
Pankreasın önemi
Prof. Dr. Balık, pankreasın karnın üst arka kısmında, karaciğer ile dalak arasında yer aldığını belirterek, organın ekzokrin ve endokrin salgı olmak üzere iki önemli işlevi olduğunu söyledi. “Ekzokrin kısmı sindirim enzimlerini üretirken, endokrin kısmı insülin ve glukagon gibi kan şekeri düzenleyici hormonları salgılar. Bu nedenle pankreas hem sindirim sistemi hem de metabolizma için hayati öneme sahiptir” ifadelerini kullandı.
Belirtiler genellikle geç ortaya çıkıyor
Pankreas kanserinin belirtilerinin tümörün yerleşim yerine göre değiştiğini belirten Prof. Dr. Balık, pankreasın baş kısmındaki tümörlerin sarılık, idrarda koyulaşma ve kaşıntı gibi semptomlarla daha erken fark edilebildiğini söyledi. Ancak kuyruk kısmındaki tümörlerin uzun süre sessiz ilerlediğini belirten Balık, “İleri evrelerde kilo kaybı, halsizlik, sırt ağrısı, bulantı, iştahsızlık, karında şişkinlik ve kusma gibi şikayetler görülebilir” dedi.
Risk faktörleri
Pankreas kanserinin önlenebilir ve önlenemeyen risk faktörleri bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Balık, önlenebilir riskler arasında sigara kullanımı, aşırı kilo ve hareketsiz yaşam, diyabet, kronik pankreatit ve uzun süre kimyasallara maruz kalmayı saydı. Önlenemeyen riskler arasında ise ileri yaş, kadın cinsiyet ve genetik yatkınlık öne çıkıyor. “Sağlıklı beslenme, sigaradan uzak durma ve düzenli kontrollerle bu riskler önemli ölçüde azaltılabilir” dedi.
Tanı yöntemleri
Pankreas kanserinin erken dönemde genellikle belirti vermediğini, bu nedenle çoğunlukla tesadüfen tespit edildiğini belirten Prof. Dr. Balık, tanıda ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans (MR), endoskopi ve PET-BT yöntemlerinin kullanıldığını söyledi. “Bu yöntemler hem tanı koymada hem de cerrahi planlamada büyük önem taşır” dedi.
Tedavide cerrahi ön planda
Prof. Dr. Balık, pankreas kanserinde en etkili tedavinin cerrahi olduğunu belirtti. “Tümörün yeri ve damarlarla ilişkisine göre organın bir kısmı veya tamamı çıkarılır. Bu ameliyatlar ileri düzey deneyim gerektirdiği için özelleşmiş cerrahi ekipler tarafından yapılmalıdır” dedi. Bazı hastalarda önce kemoterapi uygulanarak tümörün küçültüldüğünü, ardından cerrahiye geçildiğini ifade eden Balık, ameliyat sonrası dönemde hastaların yakın takibinin önemine dikkat çekti.
Pankreas olmadan yaşamak mümkün
Pankreasın tamamen alınması durumunda hastaların ömür boyu insülin tedavisi almak zorunda olduğunu ve sindirim enzimlerinin dışarıdan ilaç olarak verilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Balık, “Pankreas kanseri çoğu zaman sessiz ilerler; ama erken tanı ve cerrahi müdahale ile mücadele edilebilir. Unutmayın, vücudunuzu dinleyin, belirtileri hafife almayın. Erken tanı, pankreas kanserinde de hayat kurtarır” dedi.




