Gaz, şişkinlik, ishal veya kabızlık gibi sindirim sistemi şikayetleriyle kendini gösteren SIBO (Small Intestine Bacterial Overgrowth), yani "ince bağırsakta aşırı bakteri üremesi", doğru beslenme stratejileriyle kontrol altına alınabiliyor. Ancak uzmanlar, tedavi sürecinin başarıya ulaşmasında hastaların yaptığı bazı hataların süreci olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiyor.
Acıbadem Bayraklı Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı, Fonksiyonel Tıp Uygulayıcısı Dyt. Ruken Kuzu, SIBO tanısı almış bireylerde beslenme tedavisinin kritik bir rol oynadığını vurgulayarak, bu süreçte yapılan 5 önemli hatayı paylaştı.
TEDAVİ SÜRECİYLE DİYET KARIŞTIRILIYOR
SIBO’da en yaygın belirtiler arasında karında şişkinlik, gaz, kabızlık ya da ishal, öğün sonrası doluluk hissi, kilo verememe veya alamama gibi durumlar yer alıyor. Bu belirtilerin temelinde ise kalın bağırsakta bulunması gereken bakterilerin ince bağırsağa geçerek burada çoğalması yatıyor.
Diyetisyen Ruken Kuzu, bu rahatsızlıkta tedavinin sadece besin kısıtlamalarından ibaret olmadığını belirterek, “Bu bir beslenme tedavisidir ve sık yapılan kaçamaklar süreci başa döndürebilir. Ve tedavinin başarısız olmasına, sürecin uzamasına yol açar” dedi.
HASTALIĞIN KÖK NEDENİ BELİRLENMELİ
SIBO’yu ortaya çıkaran temel nedenlerin başında yavaşlayan bağırsak hareketleri, bağışıklık sistemi sorunları, yanlış beslenme alışkanlıkları ve cerrahi faktörler geliyor. Dyt. Kuzu, az çiğnemek ve hızlı yemek gibi basit görünen alışkanlıkların dahi sindirim sorunlarını tetiklediğine dikkat çekerek, “Yeterince sindirilmemiş besinlerin mideye ve bağırsağa ulaşması bağırsak geçirgenliğini bozar ve SIBO’ya zemin hazırlar” uyarısında bulundu.
Tedavi sürecinde altta yatan nedenlerin mutlaka belirlenmesi gerektiğini ifade eden Kuzu, sindirim sistemi hastalıkları, bağırsak hareket bozuklukları ve bağışıklık sistemi problemlerinin kontrol altına alınmasının tedavinin başarısını artırdığını vurguladı.
SIBO hastalarına uygulanan beslenme tedavisinde, özellikle düşük lifli sebzeler ile proteinden zengin besinlerin tercih edildiği Düşük FODMAP modeli kullanılıyor. Bu model, fermente edilebilir kısa zincirli karbonhidratları sınırlayarak şikayetleri azaltmayı hedefliyor. Kuzu, çiğ sebzeler, baklagiller, soğan, sarımsak, süt ürünleri, lifli tahıllar ve şekerli gıdaların hastalarda gaz ve şişkinliği artırabileceğini belirtti.
Protein ağırlıklı gıdalar olan tavuk, kırmızı et ve balık ile birlikte kinoa, pirinç, çilek, nar ve yaban mersini gibi düşük fruktozlu meyveler SIBO hastaları tarafından daha iyi tolere ediliyor. Ancak herkesin bağırsak florasının farklı olduğuna dikkat çeken uzman, bireysel bir beslenme planı oluşturmanın önemini vurguladı.
BU BEŞ HATA BAŞA SARIYOR
SIBO tedavisinde en yaygın hatalara dikkat çeken Dyt. Ruken Kuzu, hastaların iyileşme sürecini olumsuz etkileyen beş temel yanlışı şöyle sıraladı:
SIBO yerine eliminasyon diyeti yapmak: “Eliminasyon diyetinde esas olan, besin duyarlılıkları içeren besinlerin geri çekilmesi, bu yolla bağırsak rehabilitasyonunun hedeflenmesidir. SIBO beslenmesinde ise esas olan besin duyarlılıklarından çok lifsiz beslenmektir.”
Aralıklı beslenme ve çiğneme kurallarına uymamak.
SIBO beslenmesi ile zayıflama diyetini karıştırmak ve arada kaçamak yapılabileceğini düşünmek: “Oysa bu bir beslenme tedavisidir ve sık yapılan kaçamaklar süreci başa döndürebilir.”
Porsiyon artışına dikkat etmemek ve öğünlerle birlikte su tüketmek.
Tedavi sonrası günlük beslenmeye ani geçiş: “Diyet bitiminde yavaşça günlük beslenme geçilmemesi, kontrolsüz biçimde tahıl, alkol ve şeker tüketilmesi” de yapılan kritik hatalar arasında yer alıyor.