Sürekli ve yersiz özür dileme davranışının psikolojik temelleri olabileceğini belirten uzmanlar, çoğu zaman bu durumun nezaketin ötesine geçerek kişinin özgüvenini zedeleyebildiğini söylüyor.

Ebeveynler bu hataları yaparsa çocuk okula uyum sağlayamaz!
Ebeveynler bu hataları yaparsa çocuk okula uyum sağlayamaz!
İçeriği Görüntüle

“SOSYAL İLİŞKİLERDE HEM KİŞİ HEM ÇEVRESİ İÇİN YORUCU OLABİLİR”

Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, sürekli ve gereksiz özür dilemenin genellikle düşük benlik saygısı, sosyal kaygı ve çocuklukta deneyimlenen eleştirel ebeveyn tutumlarıyla ilişkili olduğunu aktardı. Aydın, “Arkadaşlık ve romantik ilişkilerde bu durum, karşı tarafın üstün konumda hissetmesine ve ilişki dinamiğinin dengesizleşmesine yol açabilir.” dedi.

Kadınların erkeklere göre daha fazla özür dilemesinin biyolojik değil, toplumsal cinsiyet rolleriyle ilgili olduğunu vurgulayan Aydın, gereksiz özürleri önlemenin yolunun öz farkındalık geliştirmekten geçtiğini belirtti.

ÖZÜR DİLEMEK, ONAYLANMA VE REDDEDİLMEKTEN KAÇINMANIN YANSIMASI

Aydın, sürekli ve yerli yersiz özür dilemenin, sadece bir nezaket göstergesi olmadığını, aynı zamanda kişinin onaylanma ve reddedilmekten kaçınma ihtiyacının bir yansıması olduğunu söyledi.
“Sosyal fobisi olan bireyler, aslında herhangi bir yanlış yapmasa bile ‘yanlış anlaşılma’ ihtimaline karşı sürekli özür dileyebilir. Bu davranışın kökeninde çoğunlukla çocuklukta yaşanan ebeveyn tutumları ve aile dinamikleri vardır. Aşırı eleştirel veya cezalandırıcı ebeveyn tutumları, çocuğun ‘yanlış yaparsam sevgiyi kaybederim’ inancını geliştirmesine yol açar. Travmatik deneyimler ise yetişkinlikte refleksif özür dilemeye neden olabilir.”

SÜREKLİ ÖZÜR DİLEMEK ZAMANLA ÖZGÜVENSİZ ALGILANMANIZA YOL AÇIYOR

Başlangıçta mütevazı ve düşünceli bir tavır olarak algılanan bu davranış, zamanla kişinin kararsız ve pasif biri olarak görülmesine neden olabiliyor. Aydın, “Sürekli özür dileyen bir birey, partneriyle tartışmalarda haklı olsa bile geri adım atabilir ve sağlıksız ilişki döngüsünü pekiştirebilir.” dedi.

PSİKOLOJİK TEMEL: KAYGI, SUÇLULUK VE UTANGAÇLIK

Sürekli özür dileme eğilimine genellikle aşırı kaygı, suçluluk duyguları, utangaçlık, onaylanma ihtiyacı ve kararsızlık eşlik ediyor. Aydın, “Bu kişiler sık sık davranışlarını tekrar tekrar sorgular ve başkalarının tepkilerine aşırı duyarlıdır. Özür dilemek tek başına bir belirti değil; daha geniş kaygı ve özgüven sorunlarının bir göstergesidir.” ifadelerini kullandı.

KADINLAR NEDEN DAHA ÇOK ÖZÜR DİLİYOR?

Araştırmalar, kadınların erkeklere kıyasla daha fazla özür dilediğini gösteriyor. Aydın, “Küçük yaşlardan itibaren kız çocuklarına uyumlu, ‘iyi’ ve ‘kibar’ olma mesajı verilirken, erkekler bağımsız ve otorite sahibi olmaya teşvik edilir. Bu nedenle kadınlar sosyal ilişkilerde hatayı daha kolay algılayıp özür dileme eğilimi gösterebilir.” dedi.

GEREKSİZ ÖZÜRLERDEN KURTULMANIN YOLU

Sürekli özür dileme davranışını değiştirmek için öncelikle öz farkındalık geliştirmek gerekiyor. Aydın, önerilerini şöyle sıraladı:

• Hangi durumlarda gereksiz özür dilediğinizi fark etmek için ‘özür günlüğü’ tutun.
• “Geç kaldım, kusura bakma” yerine “Beklediğin için teşekkür ederim” gibi alternatif ifadeler kullanın.
• Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ile düşünce kalıplarını sorgulayın ve sağlıklı iletişim becerileri geliştirin.
• Güvenli iletişim pratikleri sayesinde, özür dilemeden de saygılı ve net şekilde kendinizi ifade etmeyi öğrenin.
Özetle: Özür dilemek her zaman nezaket değildir. Sürekli ve yersiz özür dileme davranışı, psikolojik temellere dayanan bir sorun olabilir ve kişinin hem özgüvenini hem de ilişkilerini etkileyebilir.

Kaynak: BASIN BÜLTENİ