Türkiye, enerji arz güvenliğini güçlendirmek amacıyla ABD kaynaklı sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedariki için 20 yıllık yeni bir anlaşmaya imza attı.
Anlaşma, Türkiye’nin enerji sepetinde önemli bir değişim yaratırken maliyet ve rekabet tartışmalarını da beraberinde getirdi.
“Anlaşma, Türkiye için jeopolitik bir sigorta niteliğinde”
Yaşar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Emin Selahattin Umdu, yeni LNG anlaşmasının Türkiye için kritik bir güvence oluşturduğunu belirtti.
Umdu, anlaşmanın Türkiye’yi olası arz kesintilerine karşı koruyacağını söyleyerek şu değerlendirmede bulundu: "Bu anlaşma arz kesintilerine karşı jeopolitik bir sigorta işlevi görecek.”
Türkiye’nin pazarlık gücü artacak
Dr. Umdu, anlaşmanın Türkiye’ye yeni boru hattı müzakerelerinde büyük avantaj sağlayacağını vurguladı: “Türkiye’nin birçok uzun vadeli boru hattı anlaşması, özellikle Rusya ile yapılanlar 2026 civarında sona erecek. ABD ile yapılan bu LNG anlaşması Türkiye’ye yeni kontratlarda daha güçlü pazarlık imkânı verecek.”
Ayrıca bu uzun vadeli iş birliğinin, Türkiye’nin yıllardır hedeflediği “bölgesel doğal gaz ticaret merkezi” olma stratejisini de desteklediğini belirtti.
70 milyar metreküplük LNG alımı: Türkiye ihtiyacının %6,5–8’i
Anlaşma kapsamında Türkiye, 20 yıl boyunca toplam 70 milyar metreküp, yani yılda yaklaşık 4 milyar metreküp ABD kaynaklı LNG satın alacak.
Dr. Umdu’ya göre yıllık 55–60 milyar metreküp doğal gaz tüketimi baz alındığında bu miktar:
-
Türkiye’nin yıllık ihtiyacının %6,5 ila %8’ine karşılık geliyor.
-
Enerji arzını çeşitlendirerek enerji güvenliğini artırıyor.
-
Rusya, Azerbaycan ve İran’a olan bağımlılığın bir bölümünü hafifletiyor.
Umdu, özellikle jeopolitik risklere dikkat çekti:
“Rusya’nın ardından %20 ile Azerbaycan ve %15 ile İran geliyor. Politik kriz durumunda arzın azalması Türkiye için kritik kayıplara yol açabilir.”
Anlaşmanın Türkiye’ye sağlayacağı stratejik avantajlar
Dr. Umdu, anlaşmanın Türkiye için iki büyük stratejik fırsat sunduğunu belirtti:
1- Türkiye’nin müzakere gücünü artıracak
2026’da sona erecek büyük boru hattı sözleşmeleri için Türkiye, elini güçlendiren uzun vadeli bir alternatif tedarikçi bulmuş oldu.
2- Türkiye’nin enerji ticaret merkezi olma hedefine ivme kazandıracak
Uzun vadeli güvenilir LNG arzı, Türkiye’nin bölgedeki gaz ticaretinde merkez olma politikasını destekliyor.
Ancak maliyet dezavantajı dikkat çekiyor
Dr. Umdu, LNG’nin her zaman boru hattı gazından daha pahalı olmadığını ancak üretim ve yeniden gazlaştırma maliyetlerinin önemli bir dezavantaj yarattığını söyledi:
“LNG, boru hattı gazına kıyasla ABD’de sıvılaştırma ve Türkiye’de yeniden gazlaştırma nedeniyle önemli ek maliyetler içeriyor.”
Doğalgaz ticaret merkezi
Anlaşmanın Türkiye'nin mevcut ve gelecekteki enerji politikası açısından hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Umdu, "Anlaşma özellikle de Rusya'ya aşırı bağımlılığını sona erdirme politikasının şimdiye kadarki en açık sinyalini veriyor. Bu değişim aynı zamanda piyasanın serbestleşmesini de hızlandırarak ülkeyi katı, eyaletler arası boru hattı anlaşmalarından uzaklaştırıp daha esnek, piyasaya dayalı bir tedarik portföyüne doğru hareket ettiriyor. Bu tedarik kaynaklarını birbirine bağlayacak bir altyapıyı gerektiriyor. Karadeniz sahasındaki yerli üretimin artırılmasının desteklenmesi de bunun bir parçası. Ayrıca Türkiye de kapasite altı çalışan biyogaz tesislerinin verimliliğe göre önceliklendirilerek ve gerekli yatırımlar sağlanarak yerli üretime destek sağlaması da mümkün. Bunun yanında Kuzey Avrupa ülkelerinin yapmakta olduğu gibi yenilenebilir elektrik kullanan ve karbon tutan teknolojilerle doğalgaz üretimine yatırım yapılması bize ithalata karşı bir alternatif sunacaktır" dedi.
Yerli üretim umut vadediyor
Ülkemizin yerli doğalgaz üretiminin umut vaat ettiğini söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Umdu, "Türkiye'nin Karadeniz'de önemli bir yerli doğal gaz sahası Sakarya da bulunmaktadır. 2024 yılının tamamında 2,3 milyar metreküp üretim yapıldı. 2025 ortası itibarıyla günlük üretim 9,5-10 milyon metreküp (m/gün) civarına yükseldiği biliniyor. Uzun vadeli planları düşünülürse 15 milyar metreküp/yıl üretim ile Sakarya sahası Türkiye'nin mevcut yıllık talebinin yaklaşık yüzde 25-30'unu karşılayabilecektir. Bu, Türkiye'yi kendi kendine yeterli hale getirmese de ithalata bağımlılığı önemli ölçüde azaltacaktır" diye konuştu.





