Dijital içerikler beynimizi nasıl etkiliyor? Uzmanlar uyardı
Dijital içerikler beynimizi nasıl etkiliyor? Uzmanlar uyardı
İçeriği Görüntüle

Yaz aylarında serinlemek için evlerde sıkça klima veya vantilatör kullanılıyor. Ancak yeni araştırmalar, vantilatörle serinlerken yeterli su tüketilmemesinin kalp sağlığı açısından risk oluşturabileceğini ortaya koyuyor.

PROF. DR. MEHMET MUSTAFA CAN’DAN UYARI

Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, sıcak havalarda su içmenin önemine dikkat çekti. Sidney Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre yaz döneminde yeterli su tüketilmeden serinlenmeye çalışmak kalp üzerinde olumsuz etkilere yol açabiliyor. Prof. Dr. Can, “Her durumda yeterli su içmek, kanın yoğunluğunu azaltıyor ve kan basıncını dengeliyor. Yüksek tansiyonun kontrol altında tutulması kalp krizi ve felç riskini azaltıyor. Gün içinde yeterli miktarda su tüketimi, kalp krizini önleyici etkilere sahip olabiliyor” dedi.

VANTİLATÖR KULLANIMI VE SICAKLIK UYARISI

Prof. Dr. Can, vantilatör kullanımına dair önemli uyarılarda bulundu: “Yeterli miktarda su içmeden vantilatör kullanımı yaklaşık 39 ila 40 °C’ye kadar olan sıcaklıklarda ısıya bağlı termal ve kardiyovasküler zorlanmayı azaltabilir. Daha sıcak şartlarda ise ısı stresini artırabileceğinden vantilatörler kapatılmalıdır. Bunun nedeni çok sıcak havanın vücudu terin soğutabileceğinden daha hızlı ısıtabilmesidir. Daha önceki bilimsel çalışmalar, vantilatörlerin ısıyı ve kalp yorgunluğunu yaklaşık 39 °C’ye kadar azaltabildiğini, ancak sıcaklık 40 °C’yi geçtiğinde vantilatörleri kapatmanın daha uygun olduğunu göstermiştir. Sıcaklık arttığında vantilatörün önünde oturmayı planlayanların bol su içmesi önemlidir.”

SUSUZLUK HİPERTANSİYONU TETİKLEYEBİLİR

Su içmenin kalp sağlığı açısından kritik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Can, “Yeterli su tüketimi kanın daha akıcı hale gelmesini sağlar. Bu da kan dolaşımını kolaylaştırır ve kalbin kan pompalama işini daha az zorlanarak yapmasına yardımcı olur. Kalp daha az enerji harcar ve aşırı yüklenmeden korunmuş olur. Susuz kalmak, kanın daha yoğun hale gelmesine neden olabilir. Bu durum kan basıncını artırabilir ve hipertansiyon riskini yükseltebilir. Yeterli su içmek, kanın yoğunluğunu azaltır ve kan basıncını dengeler. Yüksek tansiyonun kontrol altında tutulması kalp krizi ve felç riskini azaltır” dedi.

SUYUN KALP KRİZİNİ ÖNLEYİCİ ETKİSİ

Prof. Dr. Can, su tüketiminin kalp krizi riskini düşürdüğünü belirterek, “Araştırmalar düzenli su içen kişilerin kalp krizi geçirme riskinin, yeterince su tüketmeyenlere göre daha düşük olduğunu göstermektedir. Vücudun susuz kalması damarların sertleşmesine ve kan pıhtılaşma riskinin artmasına neden olabilir. Kalbin düzenli bir ritimde atabilmesi için elektrolit dengesine ihtiyaç vardır. Su bu dengenin korunmasına yardımcı olur ve kalbin sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlar. Yetersiz su tüketimi potasyum ve sodyum gibi elektrolitlerin dengesini bozabilir, bu da düzensiz kalp atışlarına yol açabilir” ifadelerini kullandı.

BÖBREKLERİN İŞ YÜKÜNÜ AZALTIN

Böbreklerin vücuttaki sıvı dengesini korumada hayati rol oynadığını söyleyen Prof. Dr. Can, sözlerini şöyle sürdürdü: “Böbrekler aynı zamanda kalp sağlığı ile doğrudan ilişkilidir. Yeterince su içmek böbreklerin düzgün çalışmasına yardımcı olur ve bu da kalbin iş yükünü azaltır. Bunun yanında terleme vücuttaki sıvı miktarını azaltabilir, bu da kan hacmini düşürerek dehidratasyona yol açabilir. Bu durum vücudun serinleme yeteneğini etkileyebilir ve kalpte zorlanmaya neden olabilir. Vücut aldığından daha fazla sıvı kaybettiğinde normal işlevlerini yerine getirmek için yeterli suya veya diğer sıvılara sahip olmayabilir. Herkes susuz kalabilir ve bu durum yaş, kronik rahatsızlıklar veya iş ya da egzersiz gibi açık hava aktiviteleri nedeniyle daha fazla risk altında olan kişilerde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle sıcak havalarda su tüketimine dikkat edilmelidir.”

Kaynak: İHA