Dünya Felsefe Günü kapsamında değerlendirmelerde bulunan Üsküdar Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çiğdem Yazıcı, insanın düşünme ve karar alma süreçlerinin önemine dikkat çekti.

Prof. Dr. Yazıcı, yapay zekaya ilişkin şu mesajı verdi: “Yapay zekaya aklımıza gelen tüm soruları sorabiliriz ancak ne yapacağımız ve nasıl yaşayacağımızla ilgili nihai karar her zaman bize ait olmak zorunda.”
Yapay zeka felsefesi: İnsan ve makine arasındaki sorgulama
Prof. Dr. Yazıcı, yapay zeka felsefesinin kendine özgü bir alan olarak ele alınabileceğini belirtti: “Yapay zeka felsefesi yapay zekanın hayatlarımızda kapladığı yerin ortaya çıkarabileceği çeşitli ahlaki ve pratik soruları, insan zihni ve yapay zeka arasındaki ilişkileri, farklılıkları ve benzerlikleri, insan ve makineler arasındaki ilişkileri ele alır ve tartışır.”
Felsefe farklılıklarla düşünmeyi öneriyor
Unesco’nun Dünya Felsefe Günü’nün herkesin katılımına açık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yazıcı, “Dünya Felsefe Günü, çağımızın problemlerini ve krizlerini akılcı, kültürlerarası diyaloğu güçlendirerek tartışabileceğimiz hoşgörülü bir ortam yaratmaya aracı olmayı hedefler. Yani felsefe yalnızca kendimizi anlamak ve tanımakla yetinen bir etkinlik değildir; aynı zamanda bizden farklı olanla karşılaşmak, bu farklılıkları tanımak ve bu farklılıklarla birlikte düşünmek becerisini de geliştirmeye çağıran bir etkinliktir.” dedi.
Dijital çağda düşünmenin önemi
Dijitalleşmenin sağladığı kolaylıkların farkında olmamız gerektiğini ifade eden Yazıcı, “Yapay zeka aracılığıyla üzerinde düşündüğümüz ya da araştırma yaptığımız konular hakkında her zamankinden çok daha fazla veriye ulaşabiliyoruz. Yine yapay zeka bu veriyi işleyebiliyor ve bize anlamlı sonuçlar verebiliyor. Ancak bu dijitalleşme insanın üzerinden kendi yaşamıyla ve varoluşuyla ilgili önemli sorularla meşgul olmak ve bu sorulara kendi yaşamlarında aldıkları kararlar ve yaptıkları tercihlerle birtakım cevaplar aramak ve vermek sorumluluğunu alamaz.”
Prof. Dr. Yazıcı, düşünmenin ve sorgulamanın anlamının dijital çağda değişmediğini, aksine önem ve aciliyet kazandığını ekledi: “Eleştirel düşünebilme, kendimize, başkalarına ve dünyaya ilişkin içten bir merak ve sorgulama hiçbir zaman yapay zeka ile gerçekleştirilemez.”
Teknolojinin dönüştürücü gücü ve felsefi sorgulama
İnsanın dünyayı anlamlandırma çabasının tarih boyunca teknolojiyle şekillendiğine dikkat çeken Yazıcı, “Teknoloji aracılığıyla insanın kendisini ve yeryüzünü nasıl dönüştüreceği ve neye dönüştüreceği teknolojinin kendisinin cevaplayamayacağı açık bir soru olarak durmaktadır. Günümüzde yaşanan savaşları, hammadde ve iklim krizlerini düşünecek olursak bu soru son derece hayati ve acil bir sorudur. Bu soru ancak felsefi etkinliğin ve felsefece bir yaşamın teori ve pratiğin önünde açabileceği yeni ufuklar içinde ele alınabilir.” ifadelerini kullandı.
Yapay zeka bilinç kazanabilir mi?
Yapay zekanın bilinç sahibi olup olamayacağını da değerlendiren Yazıcı, şunları söyledi: “Zeka sorun çözme becerisi anlamına gelirken bilinç acı, neşe, aşk ve öfke gibi şeyleri hissedebilme ve kendinin farkında olabilme becerisini de ifade eder. Yapay zeka, verilerle sorun çözme konusunda insandan çok daha becerikli bir hale gelebilir. Ancak bu onun zamanla bilinç kazanacağı anlamına gelmez. Biz henüz bilincin kökeni ve nasıl ortaya çıktığı hakkında yeterince bilgi sahibi olamadığımız için yakın zamanda bilinçli bilgisayarlar ya da makineler programlamamız pek mümkün görünmüyor gibi.”
Yapay zeka felsefe üretebilir mi?
İnsan aklının ürünü olan sistemlerin kendi felsefesini oluşturup oluşturamayacağı sorusuna da yanıt veren Prof. Dr. Yazıcı, “İnsan ürünü bir sistem, bir felsefe yaratması söz konusu olduğunda ancak insanı taklit edebilir. İnsan aklının ürünü olan bir sistem derken yapay zeka benzeri bir sistemden bahsediyorsak eğer yapay zeka yalnızca insan ürünü olan fikir ve düşünceleri bir veri olarak işleyip ortaya yeni bir felsefe atabilir. Ama bu felsefe insan aklının ürettiklerinden bağımsız olamaz; insanların toplu birikimlerini aktardıkları verilerin derlenmesi ile ortaya daha önce yazılmamış daha kapsamlı felsefe tarihi derlemelerinden ortaya felsefi teori örnekleri çıkartabilir. Kaldı ki yapay zekanın ortaya attığı felsefe ne tür bir soru etrafında şekillenecek yani başlangıç noktası ne olacak? Yapay zeka neden yeni bir felsefi sistem ortaya atmaya ihtiyaç duysun? Bunu ancak kendisi dışındaki bir etki nedeniyle örneğin bir insanın bunu talep etmesi üzerine yapabilir. Felsefe ancak insana özgü bir anlamlandırma ihtiyacının ürünü olarak kendi otantikliğini koruyabilir.”





