Toplumda uzun yıllardır doğru kabul edilerek aktarılan pek çok sağlık inanışının, bilimsel verilerle örtüşmediğine dikkat çeken uzmanlar, özellikle sinüzit ve yüz felci konusunda yaygın yanlış anlamaların bulunduğunu vurguluyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi K. Ali Rahimi, ıslak saçla uyumanın sinüzite neden olduğu düşüncesinin bilimsel bir karşılığı olmadığını belirterek, sinüzitin esas olarak üst solunum yolu enfeksiyonları sırasında geliştiğini ifade etti. Rahimi ayrıca, yüz felcinin de toplumda sıkça yanlış yorumlanan bir sağlık sorunu olduğunu ve erken müdahalenin hayati önem taşıdığını söyledi.
Kulaktan dolma bilgiler sorgulanmadan kabul ediliyor
Günlük yaşamda sıkça dile getirilen pek çok ifadenin bilimsel dayanağı olmadan doğru kabul edildiğini dile getiren Dr. Rahimi, bu inanışların çoğunlukla soğuk algınlığı, enfeksiyonlar ve sinir sistemi hastalıklarıyla ilişkilendirildiğini aktardı.
Kültürel olarak yerleşmiş bazı örnekleri sıralayan Rahimi, dondurma yemenin bademcik iltihabına yol açtığı, çıplak ayakla basmanın ya da soğuk zemine oturmanın iç organları “üşüttüğü” ve özellikle soğuk havalarda dile getirilen “ıslak saçla yatarsan sinüzit olursun” söylemlerinin tıbbi olarak kanıtlanmış olmadığını kaydetti.
Sinüzit enfeksiyonlarla gelişiyor, saçla bağlantısı yok
Sinüzitin genellikle nezle ve grip gibi enfeksiyonlar sırasında sinüs boşluklarında oluşan iltihaplanma sonucu ortaya çıktığını belirten Dr. Rahimi, saçın ıslak olması ya da saç telleriyle sinüzit arasında bir ilişkiyi gösteren bilimsel bir çalışma bulunmadığını vurguladı.
Saç derisi ile burun içi mukozanın anatomik olarak birbirinden uzak bölgeler olduğunu hatırlatan Rahimi, doğrudan bağışıklık sistemini etkileyen bir bağlantı olmadığını ifade etti. Bununla birlikte, genel hijyen ve vücut direncinin korunması açısından ıslak saçla uyumamanın daha sağlıklı bir tercih olabileceğini de sözlerine ekledi.
Yüz felci yüz sinirindeki iletim bozukluğuyla ortaya çıkıyor
Yüz felcinin, yüz kaslarını kontrol eden sinirin iletiminde meydana gelen bozulma sonucu geliştiğini anlatan Dr. Rahimi, bu durumda mimik kaslarının çalışamadığını söyledi.
Yüz sinirinin beyinden çıktıktan sonra temporal kemik içindeki dar bir kanaldan geçtiğini aktaran Rahimi, bu bölgede oluşabilecek ödemin sinir iletimini bozarak felce yol açabildiğini belirtti. Ayrıca tükürük bezi ameliyatları, kafa travmaları ya da cerrahi girişimler sırasında sinirin zarar görmesinin de yüz felcine neden olabileceğini ifade etti.
En sık görülen tablo Bell’s palsi
Yüz felçleri arasında en yaygın görülen tablonun Bell’s palsi olduğunu dile getiren Dr. Rahimi, bu durumun kemik kanal içindeki ödeme bağlı olarak geliştiğini ve çoğu vakada kendiliğinden iyileşme görüldüğünü aktardı.
Ancak bazı durumlarda kalıcı yüz felci gelişebileceğine dikkat çeken Rahimi, yüzde asimetri ve estetik sorunların ortaya çıkabileceğini belirtti. Bu nedenle yüz felci belirtileriyle karşılaşıldığında vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.
Erken tanı ve tedavi hayati önem taşıyor
Yüz felcinde ilk yapılması gerekenin, sorunun beyin kaynaklı mı yoksa sinir hattı boyunca mı geliştiğinin ayırt edilmesi olduğunu ifade eden Dr. Rahimi, bu ayrımın tedavi sürecini doğrudan etkilediğini söyledi. Aynı tarafta kulak enfeksiyonu, kemik kırığı, tükürük bezine ait kitle ya da cerrahi öykünün de mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Göz kapağını kapatan kasların da yüz siniri tarafından uyarıldığını hatırlatan Rahimi, gözün kapanamamasının kuruluk ve enfeksiyon riskini artırdığına dikkat çekti. Tedaviye erken başlanmasının başarı oranını yükselttiğini ifade eden Rahimi, ilaç tedavisi, fizik tedavi, masaj ve destekleyici uygulamaların birlikte kullanılabildiğini sözlerine ekledi.




