Ancak uzmanlar, bu tedavinin mucizevi olmadığını ve kontrolsüz kullanımının ciddi riskler taşıdığını belirtiyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ender Arıkan, obezite tedavisinde kullanılan bu enjeksiyonlar hakkında önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Prof. Dr. Arıkan, yapılan çalışmalara göre obezitenin önümüzdeki 5 yıl içinde iki katına çıkmasının beklendiğini aktararak, zayıflama iğneleri hakkında şunları söyledi:
“Zayıflama iğnelerinin aslında vücudun kendi hormonunun daha güçlü bir versiyonu. İştahı ciddi şekilde baskılıyor, mide boşalmasını yavaşlatıyor, kişiyi daha uzun süre tok tutuyor ve kan şekerini dengeliyor. Bu nedenle hem diyabet hastalarında hem de obezite tedavisinde kullanılabiliyor. Fakat bu, herkesin kullanabileceği bir ürün olduğu anlamına gelmiyor. Tedavi mutlaka doktor kontrolünde olmalı.”
Prof. Dr. Arıkan, tedaviye başlamadan önce şeker değerleri, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarının mutlaka kontrol edildiğini vurguluyor:
“Çünkü güvenli tedavinin ilk adımı doğru değerlendirmedir.”
Zayıflama iğneleri kimler için uygun?
Vücut kitle indeksi 30’un üzerinde olanlar ve VKİ 27’nin üzerinde olup diyabet, tansiyon veya karaciğer yağlanması gibi ek hastalıkları olan kişiler için uygun olan bu tedavi, mutlaka uzman hekim kontrolünde uygulanmalı. Prof. Dr. Arıkan, bazı kişiler için ciddi riskler oluşturabileceğini belirterek:
“Medüller tiroid kanseri öyküsü olanlarda, pankreatit geçirmiş kişilerde, hamilelerde, emzirenlerde ve 18 yaş altındaki bireylerde bu ilaçları kesinlikle kullanmıyoruz.”
İlaç, bulantı, mide yanması veya kabızlık gibi yan etkilere yol açabilir. Ancak Prof. Dr. Arıkan, çoğu yan etkinin doz yavaş artırıldığında kontrol altına alınabildiğini söylüyor ve ciddi durumlarda ilacın derhal kesilmesi gerektiğini ekliyor:
“Ancak pankreatit, safra kesesi taşı ve şiddetli karın ağrısı gibi durumlar olursa ilaç hemen kesilmeli ve mutlaka doktora başvurulmalı.”
Kilo kaybı ortalama yüzde 8-15
Zayıflama iğneleri ile ortalama yüzde 8-15 kilo kaybı sağlanırken, tedavinin sürdürülebilirliği büyük önem taşıyor. Prof. Dr. Arıkan, yaşam tarzı değişikliği yapılmadan hızlı kilo beklenmesinin yanlış olduğunu vurguluyor:
“Hastalar sadece yağ kaybetmiyor, kas kaybı da olabiliyor. Bu özellikle ilerleyen yaşlarda büyük problem. Bu nedenle bu tedaviyi olanların her zaman protein tüketimini artırmaları ve düzenli direnç egzersizi yapmaları gerekir.”
Obezite hızla artıyor
Dünya genelinde hızla yayılan obezite, modern çağın salgın hastalığı olarak tanımlanıyor. Prof. Dr. Arıkan, sağlıklı beslenme, düzenli hareket, uyku ve stres yönetiminin kilo vermede temel oluşturduğunu belirterek:
“Mevcut çalışmalar kısa vadede önemli kilo kaybı ve metabolik iyileşmeler göstermiş olsa da, bu sonuçların uzun vadede sürdürülebilirliği daha fazla araştırmaya ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca, uzun vadeli güvenliğin de belirlenmesi gerekmektedir. Kapsamlı uzun vadeli çalışmalar, uzun süreli tedavinin risk-fayda oranının netleştirilmesine yardımcı olacaktır.”
Obezite tedavisinde hedefin hızlı değil, sağlıklı ve sürdürülebilir kilo kaybı olduğunu vurgulayan uzmanlar, zayıflama iğnelerinin de yalnızca profesyonel gözetim altında kullanılmasının önemine dikkat çekiyor.




