Türkiye'nin deprem riskine karşı güvencesi olan Zorunlu Deprem Sigortası (DASK), 2026 yılına girerken ev sahiplerini ilgilendiren kritik bir dönemece giriyor. Yeni Kentsel Dönüşüm Yasası ve Yeniden Değerleme Oranı (YDO) etkisiyle birlikte, özellikle eski ve "riskli yapı" statüsündeki binaların DASK primlerinde ciddi bir artış bekleniyor. Bu artış, halihazırda yüksek maliyetlerle sigorta yaptıran deprem bölgesi sakinleri için yeni bir mali yük anlamına geliyor.
Yeni yasa DASK primlerini nasıl etkileyecek?
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni Kentsel Dönüşüm Yönetmeliği, riskli yapıların belirlenme ve dönüşüm süreçlerini hızlandırmayı hedefliyor. Bu hızlanma, ev sahiplerinin DASK poliçelerini düzenli yenileme zorunluluğunu da beraberinde getiriyor.
Riskli yapı tanımı ve primi artıran kritik katsayılar
DASK primleri hesaplanırken iki ana faktör dikkate alınır: deprem risk bölgesi ve yapı tarzı. Ancak primleri en çok artıran unsur, binanın "riskli yapı" statüsünde olmasıdır.
-
Bölgesel risk: İstanbul, İzmir gibi 1. derece deprem bölgelerinde primler, diğer bölgelere göre zaten en yüksek seviyede uygulanıyor.
-
Bina yaşı ve yapı tipi: 1975 öncesi inşa edilmiş yığma veya ahşap yapılar, betonarme binalara göre daha yüksek risk katsayısı ile çarpılarak sigortalanıyor. Kentsel dönüşüm alanı ilan edilen bölgelerdeki eski binalar, bu yüksek katsayılarla sigortalanmaya devam ediyor.
2026'da beklenen çifte zam tehlikesi
2026 yılında DASK primlerinde beklenen artış, sadece yapısal riskten değil, aynı zamanda iki farklı ekonomik etkenden kaynaklanıyor:
-
YDO etkisi ve teminat artışı: 2026 için belirlenen Yeniden Değerleme Oranı (YDO) %25,49 olarak açıklandı. DASK'ın ödediği azami teminat limiti, bu oranda otomatik olarak artırılacağı için, prim tutarları da doğrudan artış gösterecektir.
-
Risk katsayısı artışı: Uzmanlar, DASK'ın riskli yapı stokunun sigortalanması sürecinde, eski ve riskli yapılar için uygulanan prim katsayıları arasındaki makası daha da açarak riski yönetmeye çalışacağını belirtiyor. Bu, riskli binalar için YDO zammına ek olarak, yapısal risk kaynaklı ek bir prim artışı demektir.
Deprem bölgesi illerde sigortalılık durumu yetersiz
Yaşanan büyük depremlerin ardından DASK'ın önemi anlaşılsa da, Türkiye genelindeki sigortalılık oranı hâlâ istenilen seviyede değil.
| Şehir | Yaklaşık sigortalılık oranı |
| İstanbul | %62 |
| Türkiye Geneli | %50'nin biraz üzerinde |
Bu veriler, İstanbul ve İzmir gibi yüksek riskli bölgelerde dahi hala milyonlarca konutun deprem sigortasız olduğunu gösteriyor. Yeni yasayla, DASK poliçesini düzenli yaptırmayan maliklerin hisselerinin satılması sürecinin hızlanması, yüksek prim ödeme zorunluluğunu hayati hale getiriyor.
Çift yönlü artışa hazırlıklı olunmalı
Sektör uzmanları, "Riskli yapı stoğunun hızla dönüşümü, DASK üzerindeki riski azaltmakla birlikte, bu süreç tamamlanana kadar eski ve riskli yapılar için prim makas aralığını açmak DASK'ın temel stratejisi olacaktır" görüşünde birleşiyor. Ev sahiplerinin, 2026 yılında hem YDO kaynaklı hem de risk katsayısı kaynaklı çift yönlü bir prim artışına hazırlıklı olması gerektiği vurgulanıyor.




