Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, çocuk disiplininde ödül-ceza dengesinin önemine dikkat çekiyor. Kilit, “Ödül-ceza mekanizmasında unutulmaması gereken en önemli nokta, üç ödüle karşılık bir ceza olmasıdır. Esas olan ödül mekanizmasıyla gitmektir. Ama ödül rüşvete dönüşmemeli.” ifadelerini kullandı.

Yanlış disiplin yöntemleri arasında bağırma, dövme ve aşağılamanın yer aldığını söyleyen Kilit, doğru yöntemin hak mahrumiyeti olduğunu belirtiyor. Küçük çocuklarda cezaların 3 günden uzun sürmemesi gerektiğini de ekleyen Kilit, disiplinin “kibar ama kararlı” bir şekilde uygulanmasının altını çiziyor.

DİSİPLİN, DAVRANIŞI ARTIRMAK VEYA AZALTMAK İÇİN KULLANILMALI

Dr. Öğr. Üyesi Kilit, disiplinin edimsel koşullandırma sistemiyle başlatıldığını belirterek, “Burada önemli olan, çocuğun yapmış olduğu bir davranışın artırılması veya azaltılması yönündeki sistemlerdir. Mesela, çocuk yeni yemekleri tatmak istemiyorsa pozitif pekiştireçlerle davranış artırılabilir. Çocuk evde pişen yemeği tattıktan sonra, hemen arkasından onun sevmiş olduğu yemekten biraz vererek yeni yemekleri tatma davranışını pekiştirebiliriz.” dedi.

Okula dönüş çılgınlığı: Veliler rekora koştu
Okula dönüş çılgınlığı: Veliler rekora koştu
İçeriği Görüntüle

ÖDÜL RÜŞVETE DÖNÜŞMEMELİ

Kilit, ödül-ceza mekanizmasında ödülün rüşvete dönüşmemesi gerektiğine dikkat çekerek, “Esas olan ödül mekanizmasıyla gitmektir. Ama buradaki en büyük risk, ödülün rüşvete dönüşmemesi gerekliliği. Yani çocuğa bir şey yaptırmak için her zaman ödül verilmez. Çünkü iş rüşvete doğru döner.” uyarısında bulundu.

POZİTİF CEZA YANLIŞ, HAK MAHRUMİYETİ DOĞRU

Ceza sisteminde pozitif ve negatif cezalar bulunduğunu aktaran Kilit, pozitif cezaları örnekleyerek şunları söyledi: “Pozitif ceza, yapılan davranışın artmasını sağladığı için her ne kadar adı pozitif olsa da aslında istemediğimiz bir yöntem olarak karşımıza çıkar. Yani çocuğu dövmek, çocuğa bağırmak, çocuğu aşağılamak, çocuğu odasına kilitlemek ve odasından saatlerce çıkmasına izin vermemek gibi cezalardır.”

Doğru cezanın hak mahrumiyeti şeklinde olması gerektiğini vurgulayan Kilit, “Doğru cezalar hak mahrumiyeti şeklinde olmalı. Tıpkı bizim normal hayatta yapmış olduğumuz hatalar karşılığında bize verilen cezalar gibi. Mesela bir çalışan ay boyunca işe gitmez, görevlerini yerine getirmezse kimse ona bağırmaz, dövmez, azarlamaz; ama parasını vermez. Çocuğa da bu mantıkla ceza verilmeli.” dedi.

ÖRNEK UYGULAMA: EKRAN SÜRESİ

Kilit, örnek olarak ekran kullanımını şöyle açıkladı: “Diyelim ki çocuğun bugün yarım saat ekran kullanma süresi var. Ama o gün yarım saatine uymadı ya da ödevini yaptıktan sonra yarım saat ekran kullanma süresi var fakat o gün ödevini yapmadı. Ne olmalı? O gün yarım saat ekran kullanma süresini almamalı. Ama ertesi gün üstüne düşen sorumluluğu yerine getirirse o yarım saati tekrar almalı. Cezalar üç günden fazla verilmez. Özellikle küçük çocuklarda üç günden fazla cezayı çocuk kafasında tutamaz, neden cezalandırıldığını bile hatırlamaz. O yüzden doğru cezalandırma, hak mahrumiyeti şeklindedir ve çocuğa bu durumun kibar ama kararlı bir şekilde anlatılması gerekir. ‘Kibar ama kararlı’ buradaki anahtar kelimedir.”

Kaynak: BASIN BÜLTENİ