Astronomlar, Dünya’dan yaklaşık 430 ışık yılı uzaklıkta, genç bir yıldızın çevresinde oluşum sürecinde olan dev bir gezegeni görüntüledi. “WISPIT 2b” adı verilen bu gaz devi, Jüpiter boyutunda ve yalnızca 5 milyon yaşında. Karşılaştırma yapmak gerekirse, Güneş Sistemi’nin yaşı yaklaşık 4,6 milyar yıl.
ÇOK HALKALI DİSKTE İLK KEZ BİR GEZEGEN
WISPIT 2b, etrafındaki gezegen oluşum diskinin içinde adeta “kozmik Pac-Man” gibi hareket ederek gaz ve toz topluyor. Bu gezegen, çok halkalı bir protoplanetaryen diskte doğrulanan ilk gezegen olarak kayıtlara geçti. Disk, boşluklar ve kanallarla dolu bir plak görünümünde.
Şili’deki Atacama Çölü’nde bulunan Avrupa Güney Gözlemevi’nin Çok Büyük Teleskobu (VLT) ile görüntülenen sistem, genç bir Güneş benzeri yıldızın etrafında keşfedilen yalnızca ikinci genç gezegen olma özelliği taşıyor.
BİLİM İNSANLARINDAN HEYECAN VERİCİ AÇIKLAMALAR
Leiden Üniversitesi’nden Richelle van Capelleveen, “Bu gezegeni keşfetmek inanılmaz bir deneyimdi. WISPIT 2, genç bir Güneş gibi davranıyor ve beklenmedik derecede etkileyici bir sistem sunuyor. Bu keşif uzun yıllar boyunca referans alınacak” dedi.
Galway Üniversitesi’nden Dr. Christian Ginski ise, “İlk başta sadece kısa gözlemler yapıyorduk. Diskin yapısı o kadar etkileyiciydi ki detaylı inceleme yaptığımızda diskin içinde bir gezegen olduğunu fark ettik” şeklinde konuştu.
KOZMİK LABORATUVAR NİTELİĞİNDE
WISPIT 2’nin çevresindeki disk, Güneş ile Dünya arasındaki mesafenin yaklaşık 380 katı büyüklüğünde. Araştırmacılar, bu sistemin gezegen-disk etkileşimlerini ve yıldız sistemlerinin evrimini incelemek için eşsiz bir “kozmik laboratuvar” sunduğunu belirtiyor. Arizona Üniversitesi ekibi, gezegeni görünür ışıkta gözlemleyerek WISPIT 2b’nin hâlâ madde biriktirdiğini ortaya koydu.
YENİ BİR DÖNÜM NOKTASI
Araştırma ekibinden yüksek lisans öğrencisi Jake Byrne, “Gezegenin gerçek olduğunu ilk gördüğümde inanamadım. Bu keşif, bilim camiasında önemli tartışmalar başlatacak ve gezegen oluşumunu anlamamıza katkı sağlayacak” dedi. Uzmanlar, WISPIT 2b’nin uzun yıllar boyunca gökbilim araştırmalarında kıyaslama noktası olarak kullanılacağını ve benzer keşiflerin yolunu açacağını vurguluyor.
