İZMİR – Açıklamasının başlangıcında, aşılanan kişiler de dahil olmak üzere toplumdaki bireylerde kalp ve damar sorunlarının, ritim bozukluklarının gelişebileceği gerçeğine dikkat çeken Sayıner, bu tür durumların insanlar arasında doğal olarak görülebileceğini belirtti. Ancak asıl önemli noktanın, enfeksiyonların bu sorunları tetikleme rolü olduğunu vurguladı.
Enfeksiyonlar kalp dostu değil
Prof. Dr. Sayıner, “Enfeksiyonlar, kalp damar sorunları, kalp krizi gibi ya da kalpte bir takım ritim bozukluğu gelişmesi gibi durumları çok yüksek düzeyde tetikliyor. Eğer enfeksiyonları engelleyebilirseniz, bunların içinde viral, solunum enfeksiyonları da var. Bunları önleyebiliyorsanız aslında kalp damar sorunlarının gelişme riskini azaltıyorsunuz,” ifadelerini kullandı.
Bu bilimsel argümanı desteklemek amacıyla, yakın geçmişte İngiltere’de çok büyük bir sağlık sistemi veri tabanından elde edilen sonuçları paylaştı. Bu veri tabanının 46 milyon İngiliz üzerindeki gözlemleri içerdiğini belirterek, çalışmanın güvenilirliğinin altını çizdi.
Aşı yapanlar yüzde 12-15 daha güvende
Sayıner, bu kapsamlı gözlemlerin gösterdiğine göre, İngiltere’de COVID aşısı olanlarla olmayanlar karşılaştırıldığında, aşı olanlarda bir kalp damar sorunu gelişme riskinin yüzde 12 ile 15 daha düşük bulunduğunu açıkladı.
Bu sonuçlar ışığında Prof. Dr. Abdullah Sayıner, aşıların iddia edildiği gibi bir riski artırmadığını, aksine enfeksiyon gelişme riskini azaltarak kalp ve damar sorunlarının gelişmesini belli bir düzeyde azaltabildiğini kesin bir dille ifade etti. Sayıner, “Bunun için aşılanma çok önemli ve aşılanma ile ilgili yanlış bilgilerin yayılması çok tehlikelidir,” diyerek sözlerini tamamladı.
Bu bilimsel açıklama, COVID-19 aşılarının kardiyovasküler güvenlik profiline dair kamuoyundaki yanıltıcı bilgileri çürütme açısından büyük önem taşıyor.




