Marmaris’teki Grand Yazıcı Turban Otel’in sahibi iş insanı Serkan Yazıcı’ya ait projeye ilişkin ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) toplantısı, Çeşme ve Yarımada Çevre Derneği, Çeşme Kent Konseyi, 18 sivil toplum kuruluşu ve halkın tepkileri nedeniyle gerçekleştirilemedi.
Alaçatı’nın doğal koyunda planlanan yat limanı ve butik otel projesi, Çeşmelilerin tepkisiyle gündeme geldi. Proje kapsamında 49 teknelik yat limanı ve 9 odalı bir otel inşa edilmesi planlanıyordu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından başlatılan ÇED sürecine rağmen halk toplantısı yapılamadı; toplantı sırasında toplanan vatandaşlar projeye karşı tepkilerini dile getirdi ve bakanlık yetkilileri toplantının yapılamadığını tutanakla kayda geçirdi.
“Alaçatı’ya yapılmak istenen en büyük kötülüktür”
Çeşme Çevre Derneği Başkanı Dr. Ahmet Güler, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“765 sayfalık ÇED raporu hazırlanmış; çoğu kopya-pastedir. Biz bu 765 sayfayı okuduk. 21 bin metrekarelik arazi, Alaçatı’nın en güzel koylarından biri. Burada 9 odalı otel ve 49 tekne bağlamalı bir mendirek yaparak marina oluşturmak istiyorlar. Ama yapmak istedikleri, koyun 20 bin metrekarelik deniz dibini kazmak. Şu anda derinlik 2 metre, projeyle 5-6 metreye çıkarılacak.
Burası, Çeşme’ye kuzeybatı rüzgarlarının yaklaşık 300 gün geldiği sakin bir koydur. Balıkların %50’si burada yumurtluyor. Deniz dibinin kazılmasıyla ekosistem tamamen yok olacak, Çeşme ekonomisi ve balıkçılar ciddi zarar görecek.
Mendirek yapılacak alan ters rüzgar aldığı için limanda su sirkülasyonu olmayacak ve bölge ciddi şekilde kirlenecek. Resmî olarak 9 odalı otel planlansa da amaç, alışveriş mağazaları, kafeler ve sosyal alanlar oluşturmak; yani esas niyet bir alışveriş merkezi yaratmak. Buraya, beş bin lira vermeyen hiç kimse giremeyecek.
Bu çerçevede Alaçatı’ya birçok kötülük yapılmak isteniyor. Bu, en büyük zararlarından biri olacak. Gayriresmî olarak, belki topraklayacak ve balıkçılar da buraya gelmeyecek.”
“Şimdilik Alaçatı’daki bu kent suçunu durdurduk.”
Toplantı sonrası Dr. Güler sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdilik Alaçatı’daki bu kent suçunu durdurduk. Alaçatı’nın en güzel koylarından birinin yağmalanması, talan edilmesi ve denizin tahrip edilmesi engellenmiştir. Denizaltına yapılmak istenen 20.000 m²’lik beton yapılaşmanın önüne geçilmiştir. Ancak süreç bitmiş değildir. Bu projenin başka yöntemlerle, alternatif yollarla tekrar gündeme getirileceğini biliyoruz. Bu nedenle mücadelemiz sürecektir. Biz Çeşme halkı ve Çeşme Çevre Derneği olarak, Alaçatı koyunun korunması için hukuki çerçevede tüm müdahaleleri yapacağız. Doğamızı, denizimizi ve mirasımızı rant uğruna yok ettirmeyeceğiz.”
Alaçatı’nın doğal koyu hepimizin mirasıdır
Alaçatı’nın deniz ekosistemi, balık yumurtlama sahaları, kıyı dokusu ve doğal güzelliği, geri dönüşü olmayan bir tahribatla karşı karşıya bırakılmak isteniyor. Bu proje tamamen rant odaklı, özel kullanım amaçlı ve ekolojik yıkım niteliği taşıyan bir girişimdir.
Çeşme Çevre Derneği, halkın kararlılığı sayesinde toplantının yapılamamasını Alaçatı’nın sesi olarak nitelendiriyor ve mücadelelerinin süreceğini vurguluyor:
• Kıyılarımızın,
• Denizimizin,
• Doğal mirasımızın,
• Gelecek kuşakların hakkının
korunması için tüm demokratik ve hukuki yollar kullanılacaktır.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından başlatılan ÇED sürecine rağmen halk toplantısı yapılamadı; toplantı sırasında toplanan vatandaşlar projeye karşı tepkilerini dile getirdi ve bakanlık yetkilileri toplantının yapılamadığını tutanakla kayda geçirdi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından başlatılan ÇED sürecine rağmen halk toplantısı yapılamadı; toplantı sırasında toplanan vatandaşlar projeye karşı tepkilerini dile getirdi ve bakanlık yetkilileri toplantının yapılamadığını tutanakla kayda geçirdi.
