Anoreksiya nervozanın oluşumunda en önemli faktörlerden biri psikolojik altyapıdır. Kişinin kendine yönelik değersizlik duygusu, mükemmeliyetçilik eğilimleri ve kontrol ihtiyacı, hastalığı tetikleyen başlıca unsurlar arasında yer alır. Özellikle düşük benlik saygısı ve başkalarının onayına aşırı ihtiyaç duyma gibi duygusal kırılganlıklar, anoreksiyanın gelişmesine zemin hazırlar.

Modern toplumlarda güzellik algısının incelik ve zayıflıkla eşleştirilmesi, anoreksiya nervozayı körükleyen en yaygın dışsal etkilerden biridir. Moda endüstrisi, sosyal medya ve dijital içerikler aracılığıyla genç bireylere dayatılan "ideal beden" algısı, özellikle genç kadınları ciddi biçimde etkileyebilir. Bu durum, bireyin kendi bedenine yabancılaşmasına ve kilo alma korkusuyla aşırı kısıtlayıcı davranışlar geliştirmesine neden olur.

AİLE DİNAMİKLERİ VE ÇOCUKLUK DENEYİMLERİ RİSK FAKTÖRÜDÜR

Aile içi iletişim sorunları, aşırı denetleyici ebeveyn tutumları veya ilgisiz bir aile ortamı, bireyin kendini ifade etme alanını daraltabilir. Bu da anoreksiya nervoza gibi kontrol üzerinden gelişen yeme bozukluklarına yol açabilir. Ayrıca çocuklukta yaşanan travmalar, duygusal ihmal ya da istismar, hastalığın oluşum sürecinde derin izler bırakabilir.

GENETİK VE BİYOLOJİK YATKINLIK GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMALI

Anoreksiya nervoza, yalnızca psikososyal nedenlere dayalı değildir. Genetik eğilimler ve beyindeki kimyasal dengesizlikler de hastalığın oluşumuna katkı sağlayabilir. Araştırmalar, serotonin ve dopamin gibi nörotransmitterlerdeki dengesizliklerin yeme davranışı üzerinde etkili olabileceğini göstermektedir. Ayrıca ailede yeme bozukluğu öyküsü bulunması, riski artıran önemli bir faktördür.

Sosyal medyayı ayağa kaldıran ayin: Bursa’da şaman evinde hayvan kesti
Sosyal medyayı ayağa kaldıran ayin: Bursa’da şaman evinde hayvan kesti
İçeriği Görüntüle

STRES VE TRAVMATİK YAŞANTILAR HASTALIĞI TETİKLEYEBİLİR

Yoğun sınav kaygısı, iş stresi, ilişki sorunları ya da ani yaşam değişiklikleri anoreksiya nervozayı tetikleyici unsurlar arasında gösterilir. Stres karşısında beden üzerindeki kontrolü sağlamak isteyen bireyler, yeme düzenlerini baskılayarak hastalığın gelişimine kapı aralayabilir. Özellikle hassas, duygusal ve içe dönük bireylerde bu risk daha yüksek olabilir.

Kaynak: haber merkezi