Medicana International İzmir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, bağımlılık ve duygu durum bozukluklarının tedavisinde kullanılan Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS) yönteminin, beyindeki iletişim ağlarını yeniden düzenleyerek etkili sonuçlar sağlayabildiğini ifade etti. Cerrahi işlem gerektirmemesi ve ilaçsız bir tedavi seçeneği sunması nedeniyle yönteme ilginin giderek arttığı belirtildi.
TMS’nin çalışma prensibini anlatan Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, "Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS), beynin belirli bölgelerine manyetik alan aracılığıyla uyarı gönderen, cerrahi gerektirmeyen bir nöromodülasyon tedavisidir. Kafa derisine yerleştirilen elektromıknatıslar aracılığıyla, beyinde nöronların elektriksel aktivitesi uyarılarak beyin aktivitesi modüle edilir" dedi. Yaşar, uygulanan manyetik uyarıların, özellikle prefrontal korteks ve limbik sistem arasındaki iletişimde yeniden denge sağlanmasına yardımcı olduğunu vurguladı.
Bağımlılığın beyindeki devresi hedef alınıyor
Bağımlılık sürecinde beynin ödül devresinin aşırı aktif hale geldiğini hatırlatan Yaşar, tedavinin hedefini şu sözlerle açıkladı:
"TMS ile amaç, madde arayışını ve anlık haz beklentisini azaltarak kişinin öz denetimini güçlendirmektir. Böylece kişi, bir maddeye ya da davranışa yönelmeden önce durup düşünebilme kapasitesi kazanır."
Yöntemin ilaç kullanmak istemeyen ya da ilaç tedavisinden yeterli yanıt alamayan bireyler için önemli bir seçenek oluşturduğunu belirten Yaşar, ancak her hasta için uygun olmayabileceğine dikkat çekti. Epilepsi öyküsü, kafatasında metal implant veya kalp pili taşıyan hastalar ile gebelere TMS önerilmiyor.
Kısa seanslar, günlük hayatı aksatmıyor
Tedavi sürecinin hastalar için konforlu olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, seansların ayaktan ve anestezisiz uygulandığını aktararak şu bilgileri verdi:
Hastaların, seans sonrası günlük hayatlarına hemen dönebildiği ve bağımlılık tedavisinde genellikle haftada beş gün olmak üzere toplam 20-30 seans uygulandığı ifade edildi.
Yaşar, tedavinin tek başına değil, psikoterapi ve gerektiğinde ilaç tedavisiyle birlikte uygulandığında daha kalıcı etkiler sağladığını belirtti. Ayrıca, bazı hastalarda ilerleyen süreçte destekleyici seansların planlanabileceğini de söyledi.
Türkiye’de kullanımı yaygınlaşıyor
TMS’nin Avrupa ve ABD’de bağımlılık tedavi protokollerinde yer almaya başladığını hatırlatan Yaşar, Türkiye’de de son yıllarda daha fazla merkezde uygulanır hale geldiğini belirterek, yöntemin gelecekte bağımlılık tedavisinde destekleyici standartlar arasında yer almasının beklendiğini ifade etti.
Son olarak TMS’ye ilişkin yanlış bilgilere de değinen Yaşar, "TMS, kişinin özgür iradesini ortadan kaldırmaz; tam aksine bilişsel kontrolünü güçlendirir" diyerek, yöntemin hafıza silme veya zihinsel yönlendirme tekniği olmadığını vurguladı.





