Uzmanlar, bu yöntemin psikoterapi ile nörobiyolojik süreçleri bir araya getirerek hem ruhsal iyilik hâlini hem de bireysel performansı desteklediğini belirtiyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Klinik Psikologu Özgenur Taşkın, beyin parlatma tekniğinin, beynin çalışma düzenini hedef alan yenilikçi bir yaklaşım sunduğunu ifade ediyor. Taşkın’a göre bu yöntem, yalnızca psikolojik sorunların yönetiminde değil, bireylerin potansiyellerini ortaya koymalarında da etkili bir araç olarak öne çıkıyor.

Beynin doğru frekansta çalışması hedefleniyor

Beyin parlatma yaklaşımının temelinde, beyin dalgalarının düzenlenmesi yer alıyor. EEG cihazlarıyla ölçülebilen bu dalgalar, beynin düşünme, duygulanma ve tepki verme biçimine dair önemli veriler sunuyor. Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, depresyon, anksiyete, obsesif kompulsif bozukluk ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi durumların, beyin dalgalarındaki düzensizliklerle ilişkili olabildiğine dikkat çekiyor.

Bu noktada beyin parlatma tekniğinin, söz konusu düzensizlikleri hedef alarak beynin daha sağlıklı bir frekansta çalışmasını amaçladığını belirten Taşkın, yöntemin nörobiyolojik iyilik hâlini desteklediğini vurguluyor.

Psikoterapinin etkisini derinleştiriyor

Psikoterapinin bireyin iç dünyasını anlamasına ve duygusal süreçlerini düzenlemesine yardımcı olduğunu ifade eden Taşkın, bazı durumlarda terapinin yalnızca zihinsel ve duygusal düzeyde ilerlediğini söylüyor. Beyin parlatma gibi nörolojik tekniklerle desteklenen süreçlerde ise, beynin çalışma biçimine doğrudan müdahale edilebildiğini ve bu sayede daha hızlı ve etkili sonuçlar alınabildiğini belirtiyor.

Beyin dalgalarının düzenlenmesinin, terapi sürecinde içgörünün artmasına ve duygusal dengenin kurulmasına katkı sağladığı da uzmanların altını çizdiği noktalar arasında yer alıyor.

Performans ve duygusal dengeyi birlikte destekliyor

Beyin parlatma yaklaşımı yalnızca ruhsal sorunlarla sınırlı kalmıyor. Sporcular, sanatçılar ve iş dünyasında aktif olan profesyoneller için de beyin dalgalarının güçlendirilmesinin verimlilik, yaratıcılık ve odaklanma üzerinde olumlu etkiler sağladığı ifade ediliyor.

Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, bu yöntemin dışsal performansı artırmanın ötesinde, bireyin içsel dengesini ve duygusal sağlığını da güçlendirdiğini belirtiyor. Zihinsel sağlığın korunmasının, yalnızca anlık stres ve kaygının azaltılmasıyla sınırlı olmadığını, uzun vadeli psikolojik iyilik hâli açısından da önem taşıdığını vurguluyor.

Düzenli beyin dalgası eğitiminin önemi

Beyin parlatma tekniklerinin psikoterapiyle birlikte uygulanmasının, zihinsel iyilik hâlini ve kişisel gelişimi desteklediğini belirten Taşkın, düzenli yapılan beyin dalgası eğitimlerinin bu süreçte önemli rol oynadığını ifade ediyor. Yılda birkaç kez uygulanan alfa dalgası çalışmalarının, beyin sağlığının güçlenmesine ve duygusal-bilişsel iyileşmeye katkı sunduğunu dile getiriyor.

Birlik Sağlık Sen’den Sağlık Bakanlığı’na kanunsuzluk tepkisi
Birlik Sağlık Sen’den Sağlık Bakanlığı’na kanunsuzluk tepkisi
İçeriği Görüntüle

Sonuç olarak beyin parlatma yaklaşımı, psikoterapi ile birleştiğinde bireylerin hem ruhsal dengeyi sağlamalarına hem de yaşam kalitelerini artırmalarına yardımcı olan bütüncül bir yöntem olarak öne çıkıyor. Uzmanlara göre bu yenilikçi yaklaşım, beynin optimizasyonu yoluyla iyi oluş hâlini güçlendirmeyi ve bireyin potansiyelini en üst seviyeye taşımayı amaçlıyor.

Kaynak: BASIN BÜLTENİ