İzmir’in Bornova ilçesi Yakaköy Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar, yaz sıcaklarının ortasında ciddi bir içme ve kullanma suyu krizinin içinde yaşıyor. Mahalle sakinleri, belediyelerin geçici çözümler sunduğunu belirterek kalıcı adımlar atılmasını istiyor.

GÖÇ ARTTI, SU SORUNU DERİNLEŞTİ

Yaklaşık 4 bin kişinin yaşadığı Yakaköy Mahallesi'nde yıllardır süren su sorunu, son yıllarda artan nüfus ve yapılaşmayla birlikte kritik bir seviyeye ulaştı. Mahalledeki villa tipi konutların ve havuzlu evlerin artmasıyla su tüketimi katlanarak arttı. Ancak mevcut altyapı bu talebi karşılayamıyor.

A W497991 07

CHP İzmir kongre takvimi açıklandı: Hangi ilçede kim aday olacak?
CHP İzmir kongre takvimi açıklandı: Hangi ilçede kim aday olacak?
İçeriği Görüntüle

Geçimini ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılıkla sağlayan mahalle sakinleri, yıllardır kendi imkânlarıyla kurdukları 150 tonluk iki su deposuyla ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bornova Belediyesi mahalleye taşıma su ulaştırsa da bu çözüm yetersiz kalıyor. Mahallenin eğimli yapısı nedeniyle su, sadece alt bölgelerdeki hanelere ulaşabiliyor.

SU TANKERİ BİN TL, DEPOLAR YETERSİZ

Yüksek rakımda kalan birçok hane, musluklardan su akmadığını belirtiyor. Vatandaşlar, çareyi evlerine küçük depolar kurmakta buldu. Ancak bu depolar da yeterli olmuyor. Mahalle sakinleri son çare olarak suyu tankerle satın almaya başladı. Bir tanker suyun maliyeti ise yaklaşık 1.000 TL'yi buluyor.

"AFRİKA KÖYLERİ GİBİ OLDUK"

Yakaköy’de doğup büyüyen Mehmet Şeref, yaşanan krizi şu sözlerle dile getirdi:

“Yıllardır köyümüzde ufak tefek su sorunları oldu ama bu sene su sorunu konusunda zirveye ulaştık. Su gerçekten çok yetersiz. Emin olun Kurban Bayramı’ndan bu yana çeşmelerimizden hiç su akmadı. Millet genelde bireysel çözümler arıyor. Depoyla, taşıma suyla, arabayla, atla, eşekle su taşımaya çalışıyor. Adeta Afrika köyleri gibi olduk.”

Şeref, belediyelerin gönderdiği birkaç tanker suyun çözüm olmadığını vurgulayarak şöyle devam etti:

“Zaten bölge olarak eğimli bir arazideyiz. Yukarıdan dökülen su aşağıya akıyor, yukarıda kalanlar ise sadece bakıyor. Eskilerin bir sözü vardır: ‘Su akar, Türk bakar.’ Biz şu anda bu deyimi yaşıyoruz.”

A W497991 04

“İnsan için gerekli olan üç şey vardır: Ekmek, su ve hava. Bunlar olmadan yaşamak mümkün değil. Köyümüzde salgın hastalıkların baş göstermesinden korkuyorum. Duş alamayan, çamaşırını yıkayamayan, bulaşığını yıkayamayan insanlar var. Bu temel ihtiyaçlar bile karşılanamıyorsa ortada ciddi bir sorun var demektir. Yetkililerden bu sorunun ivedi şekilde çözülmesini talep ediyoruz.”

"SUYUN AKMADIĞI TEK KÖY"

Ülke genelinde bu yıl yağışların az olduğunu ve İzmir'deki barajlarda su seviyesinin düşük olduğunu ifade eden Şeref, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Biraz yağışsız bir dönemden geçiyoruz. İzmir genelinde zaten yağışlar azaldı. Her yerde su sorunu var. Bornova'nın 11 köyü var. En büyük köy Kavaklıdere, ikincisi biziz. Coğrafi yapısı, insanları ve gelip giden misafirleri açısından en güzel doğaya sahip yerlerden biriyiz. Ancak maalesef bu su sorunu çok büyük bir problem. Bornova'nın merkezine 13 km, İzmir'e ise 24 km mesafedeyiz. Bu kadar yakın bir yerde, bu kadar sorumsuzluk, bu kadar çözümsüzlük kabul edilemez. İşim gereği Bornova'nın bütün köylerini dolaştım. Her köyde çeşmeler akıyor, ama Yakaköy'de akmıyor. Kullanma suyunu bir şekilde temin ettik ama içme ve yemeklerde kullanılacak suyu bulmak gerçekten zor. Şu anda bulunduğumuz köyden 4 km yukarıda, az da olsa akan bir çeşme var. Köyün yüzde 75-80'i içme ve yemek suyunu buradan karşılıyor. Geriye kalan, yani oraya gidemeyenler ise suyu marketlerden almak zorunda kalıyor."

EVİNE TANKERLE SU TAŞIYOR

Evinde su kalmadığı için köye 4 kilometre uzaklıktaki tarihi Çatal Çeşmesi'ne gelen Deniz Uyar ise, "Bu yüzyılda İzmir gibi güzel bir yerde susuz kalmak gerçekten çok kötü bir şey. Hele ki Yakaköy gibi su cenneti sayılan, yayla havası olan bir yerde yaşıyoruz ama susuz kalıyoruz. Bunun yerel yönetimlerden mi, bilgisiz yönetimden mi kaynaklandığını bilemiyoruz. Ancak sebebi ne olursa olsun bu insanlara yapılan bir eziyettir. Arabamızın arkasında iki tonluk tank var, onunla su taşıyoruz ve evi o şekilde idare ediyoruz. Çevrede daha küçük yerleşim yerleri var; örneğin Çiçekli ve diğer bölgeler, oralara belediye tarafından su veriliyor ama bizim bulunduğumuz yere tankerle su getiriliyor. Aslında buraya doğrudan su verilse ve o küçük yerleşim yerlerine tankerle su gönderilse daha mantıklı olur. Ama işte sesimizi duyuramıyoruz. Allah sonumuzu hayır etsin" ifadelerini kullandı.

Aw497991 05 (1)

"LAVABODA KULLANACAK SU BULAMIYORUZ"

Mart ayından bu yana sularının yok denecek kadar az olduğunu söyleyen Halil Hayran, "Özellikle Kurban Bayramı'ndan bu yana yaklaşık iki aydır hiç suyumuz gelmiyor. Gelse bile çok az geliyor. Köyün özellikle merkez kısımlarına su hiç ulaşmıyor. Biz de bu durumda susuz kalıyoruz. Önceki gün bu konuyla ilgili bir eylem yapıldı. Herhalde bir şeyler oldu ama tam olarak ne olduğunu bilmiyorum. Ben su ihtiyacımı tarihi Çatal Çeşmesi'nden karşılıyorum. Aşağı yukarı 15-20 damacana ya da 5 litrelik bidonlarla su dolduruyorum. Bu suyu içmek ve yemek yapma için kullanıyorum. Çünkü diğer gelen sular içmeye uygun değil. İçemiyoruz, sadece lavaboda kullanıyoruz. Ancak o da artık yok. Lavaboda bile kullanacak su bulamıyoruz. Genellikle sağdan soldan, derelerden tankerle su bulabilirsek, bir depo alıp o depoya dolduruyoruz. Artezyen kuyu açılmadığı sürece bu sıkıntı çözülmez. Köy çok geniş olduğu için taşıma su yetersiz kalıyor. Bu nedenle en büyük sıkıntıyı bizim köy yaşıyor. Eğimden dolayı bütün su aşağıya gidiyor, bu yüzden köyün merkezi susuz kalıyor" dedi.

Kaynak: İHA