Kemik deformiteleri ve boy kısalığı, yalnızca fiziksel değil, psikolojik etkileriyle de bireylerin yaşam kalitesini doğrudan etkileyen önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Cerrahi tekniklerde son yıllarda yaşanan gelişmeler, bu alanda tedavi seçeneklerini hem daha güvenli hem de daha konforlu hale getirdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Adnan Kara, kemiğin doğal iyileşme potansiyeline dayanan yeni nesil uygulamaların pek çok hastaya umut olduğunu söyledi.
Artık kemik uzatma yöntemleri yalnızca estetik beklentiler için değil; doğuştan gelen kısalıklar, trafik kazaları ve travmalar sonrası oluşan kemik kayıpları ya da deformiteler gibi sağlık sorunlarının tedavisinde de etkin şekilde kullanılıyor. Prof. Kara, uzatma işleminin bilimsel temelini şu sözlerle anlattı:
"Kemiği kestikten sonra günde yaklaşık 1 milimetre uzatma yaptığınızda vücut kendi yeni kemik dokusunu oluşturmaya başlıyor. Bu yönteme ‘Distraksiyon Osteogenezisi’ deniyor. Özellikle boy kısalığı olanlarda, travmatik yaralanma sonrası kemikte kısalık gelişmiş hastalarda veya doğuştan kemik kısalığı bulunan kişilerde bu yöntem oldukça etkili."
Kemik uzatma uygulamalarının, yalnızca kişinin boyunu artırmak amacıyla yapılmadığının altını çizen Prof. Kara, sürecin çoğu zaman tedavi edici bir zorunlulukla gündeme geldiğini belirtti.
"Travmatik yaralanmalar, enfeksiyon tedavisi sonrası kemik kaybı veya deformite gibi durumlarda hastanın hem uzatma hem de deformite düzeltme ihtiyacı olabilir. Bu gibi durumlarda kemik uzatma yöntemleri önemli bir çözüm sunuyor."
Manyetik çivilerle daha rahat bir süreç
Gelişen teknolojinin kemik uzatma tedavilerine önemli katkı sağladığını söyleyen Prof. Dr. Kara, son dönemde sıklıkla kullanılan manyetik çivi yöntemine dikkat çekti:
"Manyetik çiviler, kemiğin içinde yer alıyor ve dışarıda hasta herhangi bir aparat taşımıyor. Hasta elindeki manyetik cihazla günlük 1 mm uzatma yapabiliyor. Biz de süreci yakından takip ediyoruz. Bu yöntem hem daha konforlu hem de iyileşme süresini kısaltıyor."
Uzatma sırasında yalnızca kemiğin değil, kas, sinir ve damar yapılarının da sürece uyum sağlamasının hayati önemde olduğunu belirten Prof. Kara, yakından takip edilen bu süreçte olası risklerin erken müdahaleyle kontrol altında tutulduğunu ifade etti:
"Eğer diz veya diğer eklemlerde hareket kısıtlılığı başlarsa veya sinire bağlı komplikasyonlar oluşursa, uzatma durduruluyor. Ama ideal hedefimiz, hastanın eksik olan kısalığını tamamen telafi edene kadar uzatmayı sürdürmek."
Yaşam kalitesinde belirgin artış
Modern kemik uzatma tekniklerinin, hem tedavi hem de estetik ihtiyaçlara aynı anda çözüm sunabildiğini dile getiren Prof. Dr. Kara, bu yöntemlerin hastalar açısından önemli bir kazanım olduğunu vurguladı:
"Eskiden bu tip kısalıklar hastalar için ciddi bir yaşam kalitesi sorunu oluşturuyordu. Artık modern yöntemler ve teknolojik cihazlarla, hem uzatma hem de deformite düzeltme aynı anda yapılabiliyor. Bu, hastalarımız için büyük bir kazanım."
Günümüzde uygulanan yeni nesil kemik uzatma yöntemleri sayesinde, boy kısalığı ve kemik deformitesi yaşayan pek çok hasta daha hızlı, daha konforlu ve güvenli bir tedavi süreciyle günlük yaşamlarına sağlıklı şekilde dönme imkanı buluyor.
