İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda Cumhuriyet’in anlamına ve Atatürk’ün mirasına dikkat çekti. Tugay, Cumhuriyet’in yalnızca bir yönetim biçimi değil, bir yaşam felsefesi olduğunu vurguladı.
Atatürk’ün izindeki halk olmanın onurunu yaşıyoruz
Başkan Tugay mesajında, “Bizler, gezegendeki konumu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adıyla ve cumhuriyet devrimleriyle tarif edilen bir coğrafyanın halkıyız. Bundan onur duyarız” diyerek Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde verilen mücadelenin önemine dikkat çekti.
“Bir zamanlar saltanat ve hilafet ile yönetilirken modern Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Ata’sının izindeki halktır bu. Bağımsızlığını eline alan, özgürlük destanını kendisi yazan…” ifadelerini kullandı.
“Cumhuriyet, kadınların oyunda, gençlerin umudunda yaşar”
Tugay, mesajında Cumhuriyet’in toplumun her kesiminde varlığını hissettirdiğini vurgulayarak şu sözleri dile getirdi:
“Bizler, gezegendeki konumu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adıyla ve cumhuriyet devrimleriyle tarif edilen bir coğrafyanın halkıyız. Bundan onur duyarız. Bir zamanlar saltanat ve hilafet ile yönetilirken modern Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Ata’sının izindeki halktır bu. Bağımsızlığını eline alan, özgürlük destanını kendisi yazan…
Devrimciliği, aklı, zekâsı, devlet adamlığı ve çağının ilerisinde oluşuyla dünyanın örnek aldığı Ata’sının izindeki halktır…
Cumhuriyetin nerede ve nasıl yaşadığını dünya âleme gösteririz. Ne de olsa tarih boyunca ezilen onca halk, Atatürk’ün peşinden gitmiştir.
Cumhuriyet, 102 yıldır aldığımız her nefeste, attığımız her adımdadır.
Bir ülkenin küllerinden yeniden doğuşundadır. Karanlığa meydan okuyuşundadır.
Kız çocuklarının eğitim özgürlüğünde, kadınların kullandığı oyda, gençlerin umudunda yaşar cumhuriyet.
Sahnede, tuvalde, perdede sanatçılarla; matbuatta gazetecilerle yaşar. İfade özgürlüğünün ta kendisi cumhuriyettir. Adalettir o, barıştır. Her gün yenilikler peşinde koşmak, üretmek, yaratmak, ilerlemektir. Modern dünyayla eşleşmektir. Fabrikada, tarlada iştir, emektir. Cumhuriyet, akşam eve huzurla dönebilmektir.
Cumhuriyet, her gün yeniden kurulur. Çünkü bizim için her gün, 29 Ekim 1923’tür.
Cumhuriyet, hepimizin kalbindedir ve her yerdedir.
Büyük Atatürk, büyük eseri modern Türkiye’nin kuruluşunu anlattığı destansı Nutuk’u, gençlere seslenerek tamamlamıştır. ‘Ey, Türk Gençliği!’ dediği son sayfadan önceki cümleler şöyledir:
‘Bu söylevimde, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun, bağımsızlığını nasıl kazandığını, bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır.
Bu sonucu, Türk gençliğine güvenle bırakıyorum.’
Ata’mızın sözleri, bizim sözlerimizdir. Nasıl ki onun bütün ümidi gençliktedir, bizim de geleceğe dair gözümüz arkada değildir. ‘Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.’
102. onur yılına ulaşan Cumhuriyetimiz, ikinci yüzyıldan sonsuzluğa, gençlerin aydınlık ellerinde uzanıyor.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun.”
