Uzmanlar, ödevlerin doğru şekilde yönlendirildiğinde çocukların sorumluluk, planlama ve zaman yönetimi gibi becerilerini geliştirdiğini vurguluyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Çocuk-Ergen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, her çocuğun ilgi alanı ve güçlü yönlerinin farklı olduğunu hatırlatarak, “İlgi alanına uygun ödevler, çocuğun motivasyonunu ve özgüvenini yükseltir. Zorlandığı ya da ilgisini çekmeyen konular ise isteksizlik ve olumsuz tutum yaratabilir.” dedi.

EV ÖDEVLERİNİN AMACI VE KATKILARI

Ergür, ev ödevlerinin temel amacının öğrencilerin okulda öğrendiklerini pekiştirmek, düzenli çalışma alışkanlığı kazandırmak, problem çözme becerilerini geliştirmek ve sorumluluk duygusu kazandırmak olduğunu belirtti. Ayrıca, ödevlerin çocukların zaman yönetimi, bağımsız çalışma ve plan yapma becerilerini desteklediğini ifade etti.

“Öğrencinin zorlanmadan yapabileceği, seviyesine uygun ödevler hem güvenini hem de öğrenme motivasyonunu artırır. Öğretmen veya aileden alınan yapıcı geri bildirim, bu motivasyonu daha da güçlendirir,” diye ekledi.

AŞIRI ÖDEV VE YÜKSEK BEKLENTİLER KAYGIYA YOL AÇABİLİR

Her çocuğun ilgi alanına uygun ödevler almasının önemine dikkat çeken Ergür, “Bale, spor ya da piyano gibi yoğun programlara sahip olan çocuklar, bazen ödev için yeterli zamanı bulamayabilir. Bu durum ödeve karşı olumsuz bir yaklaşım geliştirmelerine yol açabilir. Aşırı ödev, tekrar açısından faydalı görünse de çocuğun yılgınlık, kaygı ve umutsuzluk hissetmesine neden olabilir. Seviyesine uygun ve makul miktardaki ödevler ise başarı duygusunu besler ve özgüveni destekler. Ailelerin beklentileri de burada kritik bir rol oynar. ‘Birinci olmalısın’ gibi baskılar, çocukta kaygı ve stres yaratır; başarılı öğrenciler bile kendini yetersiz hissedebilir. Yüksek beklentiler, çocuğun motivasyonunu düşürebilir,” ifadelerini kullandı.

DENGELİ ÖDEV, OYUNA DA ZAMAN BIRAKMALI

Ergür, ödev motivasyonunda veya performansında düşüş gözlemlendiğinde, dikkat eksikliği veya özgül öğrenme güçlüğü gibi olası sebeplerin de değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. “Çocuk çabalasa bile ödevde zorlanıyorsa, bu durum özgüvenini zedeleyip duygusal stres yaratabilir,” dedi.
Ödevlerin dengeli olmasının önemine dikkat çeken Ergür, “Bilgiyi pekiştiren, sorumluluk duygusunu geliştiren ama çocuğun kendine ve oyun zamanına da yer bırakan ödevler ideal olandır. Anaokulundan itibaren küçük ve düzenli ödevler, çocuklara ‘ödevim var ve bitirmeliyim’ bilincini kazandırarak hem sorumluluk hem de özgüveni destekler,” diye ekledi.

AİLELER REHBER OLMALI

Ebeveynlerin ödev sürecindeki rolünün büyük olduğunu belirten Ergür, “Ebeveynler çocuklarının ödevlerine ilgisiz kalmamalı, gerekli kaynak ve ortamı sağlamalı, öğretmenle iletişimde olmalı. Ancak ödev sorumluluğunu tamamen üstlenmek yerine rehberlik etmeli, çocuğun kendi sorumluluğunu üstlenmesine fırsat vermeli,” dedi.

MEB’den kritik duyuru: Ortak yazılı sınav takvimi belli oldu
MEB’den kritik duyuru: Ortak yazılı sınav takvimi belli oldu
İçeriği Görüntüle

Ergür sözlerini şöyle tamamladı: “Çocuğun ödevini kendi başına tamamlaması ve ardından ailenin bu çabayı fark edip takdir etmesi, motivasyonu ve aile bağlarını pekiştirir. Ödevi çok geç saatlere bırakmamak verimlilik açısından önemlidir. Dinlenme sonrası, belirli ve düzenli bir çalışma rutini oluşturmak, hem dikkati hem de öğrenme kapasitesini artırır. Ancak çocuk yalnızca ders ve ödevle meşgul edilmemeli. Oyun, spor, sanat ya da başka ilgi alanlarına da zaman ayrılmalı. Spor veya sanatsal bir faaliyete devam eden çocuklar hem disiplin ve sorumluluk bilinci kazanır hem de elektronik ekranlara bağımlı kalmaz. Bu da akademik başarılarının yanı sıra sosyal ve duygusal gelişimlerini de destekler.”

Kaynak: BASIN BÜLTENİ