Hastalık, özellikle erken evrede belirti göstermemesi nedeniyle geç teşhis edilebiliyor. Uzmanlar, 15 Eylül Prostat Kanseri Farkındalık Günü dolayısıyla erken tanının önemine dikkat çekiyor.

Bilim, teknoloji ve deneyim: Diş Hekimleri Kongresi başlıyor
Bilim, teknoloji ve deneyim: Diş Hekimleri Kongresi başlıyor
İçeriği Görüntüle

1757596386 Prof. Dr. Kr Kumsar

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Kumsar, “15 Eylül Prostat Kanseri Farkındalık Günü” kapsamında yaptığı açıklamada prostat kanserinin evresinin tedavi planında kritik rol oynadığını vurguladı.

SESSİZ İLERLİYOR

Prostat kanseri genellikle belirti vermeden ilerliyor. Şikayetler, tümörün büyüyerek çevre dokulara baskı yapması veya ileri evrede metastaz gerçekleşmesiyle ortaya çıkıyor. En sık görülen belirtiler arasında geceleri sık idrara çıkma, ani idrar ihtiyacı, idrara başlarken zorlanma, idrar akışında azalma, mesaneyi tam boşaltamama hissi, idrarda ya da menide kan yer alıyor. İlerlemiş vakalarda ise kemik ve sırt ağrısı, kilo kaybı, bulantı, kusma ve iştahsızlık gibi sorunlar görülebiliyor.

ERKEN TANI HAYAT KURTARIYOR

Uzmanlar, özellikle 40 yaşından sonra düzenli üroloji kontrolünün önemine dikkat çekiyor. Prof. Dr. Kumsar, prostat kanserinden korunmak için domates, brokoli ve lifli gıdaların tüketimine ağırlık verilmesi, işlenmiş gıdalardan uzak durulması, sigara ve alkolden mümkün olduğunca kaçınılması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, haftada en az 150 dakika yürüyüş yapmak, yüzmek ve bisiklet kullanmak da riskleri azaltmada etkili.

TANI VE TEDAVİ SÜRECİ

Prostat kanserinde ilk aşamada koldan alınan kan örneğiyle PSA testi uygulanıyor. Bunun yanında doktorlar, rektum muayenesi ile prostatın büyüklüğünü ve sertliğini kontrol edebiliyor. Kesin tanı ise biyopsi ile konuluyor.

Hastalığın tedavisinde kişiye özel yöntemler tercih ediliyor. Risk durumu, aile öyküsü, biyopsi ve muayene sonuçları, yaşam tarzı ve kişisel tercihler tedavi planını belirliyor. Cerrahi operasyon, radyoterapi, kriyoterapi, HIFU, elektrik akımıyla hücrelerin temizlenmesi ve hormon tedavileri öne çıkan seçenekler arasında bulunuyor. Tedavi sonrası süreçte ise egzersizler, ilaç takviyeleri ve psikolojik destek, hastaların yaşam kalitesine katkı sağlıyor.

Kaynak: BASIN BÜLTENİ