2025 ve 2026 yılları arasında emekli olmayı planlayan yüz binlerce çalışan için dilekçe tarihi kritik öneme sahip. SGK mevzuatı ve ekonomik göstergeler doğrultusunda yapılan hesaplamalar, dilekçe tarihinin aylık bağlama oranını ve kıdem tazminatını doğrudan etkilediğini ortaya koyuyor.
Özel sektörde çalışanlar, 31 Aralık 2025’e kadar SGK’ya emeklilik dilekçesi verirlerse 2025 yılı emeklisi sayılacak. İşlemler Ocak 2026’da tamamlansa dahi maaş hesabı 2025 parametreleri üzerinden yapılacak. Kamu işçileri için ise maaş ödeme gününe göre farklı bir takvim uygulanıyor: Ayın 1’inde maaş alanlar 31 Aralık’a, ayın 15’inde maaş alanlar ise 14 Ocak 2026’ya kadar dilekçe verirse 2025 emeklisi statüsü korunuyor.
Maaş farkı yüzde 4’e çıkabilir
Orta Vadeli Program’daki büyüme ve enflasyon tahminlerine göre, 2025 sonuna kadar dilekçe verenler yaklaşık yüzde 35 civarındaki güncelleme katsayısından yararlanacak. 1 Ocak 2026 sonrası dilekçe verenlerde bu avantaj devre dışı kalacak ve iki tarih arasında emekli olanlar arasında maaş farkı yüzde 3 ila yüzde 4 aralığında oluşacak.
Geçmiş yılların verileri uyarıcı
2024 yılında benzer bir tablo yaşanmış, dilekçe tarihini önce verenlerin aylıkları sonraki dönemde emekli olanlara göre yaklaşık yüzde 30 daha yüksek bağlanmıştı. Bu durum, dilekçe tarihinin maaş üzerinde ne kadar belirleyici olabildiğini net şekilde gösteriyor.
Kıdem tazminatı hesabı da dikkate alınmalı
Emeklilik kararında maaş kadar kıdem tazminatı da önemli rol oynuyor. 2025 yılı için kıdem tazminatı tavanı 53 bin 919 TL iken, Ocak 2026’da bu rakamın 64–65 bin TL’ye yükselmesi bekleniyor. Uzun süre çalışanlar için 2026’da emekli olmak tazminat açısından avantajlı olabilir; ancak maaşta oluşacak yüzde 3–4’lük kayıp da hesaba katılmalı.
Kimler bu farktan etkileniyor?
Bu fark, EYT kapsamında emekli olacaklar dahil yaklaşık 500 bin kişiyi ilgilendiriyor. Kamuda memur statüsünde çalışanlar maaş farkından etkilenmiyor. Özel sektör çalışanları ve kamu işçileri için dilekçe tarihi kritik önem taşıyor.
