Aya Haralambos Kilisesi, 1832 yılında Çeşme'deki Rum Ortodoks topluluğu tarafından, Aziz Haralambos’a ithafen inşa edildi.
Kilisenin en büyüleyici kısmı, zamanında sıva ile örtülmüş fresklerinin yeniden gün yüzüne çıkarılmasıyla başladı.
2010 yılında Çeşme Belediyesi tarafından başlatılan restorasyon çalışmaları, 2012 yılına kadar sürdü. Bu süreçte yapının hem içi hem dışı büyük bir titizlikle onarıldı. Özellikle iç kısımlarda yapılan temizlik ve sağlamlaştırma çalışmaları, özgün süslemelerin korunmasını sağladı.
Artık ibadethane olarak kullanılmayan Aya Haralambos Kilisesi, bugün İzmir’in en özel kültürel alanlarından biri. Restorasyonun ardından kapılarını sanat etkinliklerine açan bu tarihi yapı, konserler, sergiler, söyleşiler ve birçok sanatsal faaliyete ev sahipliği yapıyor.
Görsel estetiği kadar akustiğiyle de dikkat çeken yapı, sanatı ve tarihi bir araya getiren eşsiz bir atmosfer sunuyor. Üstelik girişler de ücretsiz. Bu nedenle hem yerli hem de yabancı turistler tarafından gün geçtikçe daha çok ziyaret ediliyor.
Aya Haralambos Kilisesi, Çeşme merkezine yürüme mesafesinde yer alıyor. İzmir’den yola çıkanlar için en kolay ulaşım Üçkuyular Otobüs Terminali’nden hareket eden Çeşme otobüsleri. Kalabalık yaz aylarında bile bu yapı, huzur arayanlar için sessiz bir kaçış noktası sunuyor.
Aya Haralambos Kilisesi, yalnızca bir turistik yapı değil. Aynı zamanda zamanın durduğu, taşlara ve fresklere sinmiş hikâyelerin hâlâ yankılandığı bir yer. Özellikle tarihi yapıları, dini mimariyi ya da sanatı sevenler için keşfedilmeyi bekleyen gerçek bir hazine.
Ve belki de en güzeli; burayı ziyaret edenlerin çoğu, “bir daha geleceğim” diyerek ayrılıyor.
Ancak bu yapı, sadece bir ibadethane değil. Aynı zamanda dönemin mimari anlayışını ve dini sanatını yansıtan, Ege’nin en özel taş yapılarından biri.
Pantakrator İsa, Meryem ve Çocuk İsa ile Aziz Yahya’nın canlı renklerle betimlendiği bu freskler, son yıllarda yapılan restorasyonla orijinal haline yakın şekilde günümüz ziyaretçileriyle buluşturuldu.
Bazilikal plan tipine sahip olan yapı, doğu-batı yönünde uzanan üç nefi, yüksek apsisi ve süslemeleriyle dikkat çekiyor. Özellikle ana nef tonozunda yer alan freskler, kilisenin adeta gizli kalmış mücevherleri gibi.