Korkulukların Dilinden Anlayan Köy: Barbaros
İzmir’in Urla ilçesine bağlı 448 nüfuslu Barbaros Köyü, her yıl düzenlenen “Oyuk Festivali” ile adından söz ettiriyor. Korkuluklara burada “oyuk” deniyor. Ancak bu oyuklar, sadece tarlaları korumuyor; bazısı çevre mesajı veriyor, bazısı kadın emeğini anlatıyor. Hepsi el emeği göz nuru… Festival süresince köy sokakları adeta açık hava sergisine dönüşüyor.

Bir Sofra, Bin Hikâye: Çat Kapı Evleri
Barbaros’ta gezerken bir evin kapısında “Çat Kapı” yazısı gördüğünüzde, gerçekten içeri girebilirsiniz. Bu uygulama ile köylü kadınların hazırladığı sofralara konuk olabiliyorsunuz. Karabaş reçeli, köy katmeri, çalkama gibi özgün tatlar, misafirlerin damağında iz bırakıyor. Her sofrada bir hikâye, her evde bir Ege misafirperverliği sizi bekliyor.

Sanatla İç İçe Bir Taş Köy
Köyün eski okul binası, bugün Barbaros Emek, Kültür ve Sanat Evi olarak hizmet veriyor. Taş mozaik tekniğiyle sanat üreten bu merkez, ziyaretçilere atölye çalışmalarıyla eşsiz deneyimler sunuyor. Emekli bir sanatçının öncülüğünde yürütülen çalışmalar, taşların da bir anlatı dili olduğunu gösteriyor.

Köy Kahvesinde Dibek Kokusu
Barbaros’un merkezinde, cami yanında yer alan otantik Köy Kahvesi’nde meşhur dibek kahvesi içebilirsiniz. Yerli halkla sohbet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. Burada kahve fincanına sadece kahve değil, köyün ruhu da ekleniyor.

Tarihiyle de Turizmde Öncü
Barbaros, turizmle tanışan ilk köylerden. 1970’lerde başlayan “Türk Geceleri”, Avrupalı turistleri bu sakin köye çekmiş. O dönemden beri el işçiliği, halk dansları ve geleneksel yemekler hep ön planda.

Nasıl Gidilir?
İzmir merkezden Fahrettin Altay Metro İstasyonu’na ulaşıp, oradan 883, 760, 984, 737 veya 981 numaralı ESHOT otobüsleriyle doğrudan köye ulaşabilirsiniz. Şehirden kaçmak hiç bu kadar kolay olmamıştı.


Barbaros Köyü; sahilden uzak ama ruha en yakın yerlerden biri. Gidenin aklını köyde bıraktığı, korkulukların bile konuştuğu bir Ege masalı…