Ege Üniversitesi HIV/AIDS Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayşe Deniz Gökengin, erken teşhisin hem bireysel hem toplumsal açıdan kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Gökengin, Türkiye’de HIV vakalarının son 10 yılda yükseldiğini belirterek, "Özellikle Türkiye'nin de dahil olduğu Orta ve Doğu Avrupa bölgesinde HIV vakalarındaki artış görünüyor. Türkiye, yeni HIV tanılarında en hızlı artış yaşayan ülkelerden birisi. Yıllık yeni vaka sayısı 7 bin civarında. En yüksek HIV görülme oranı geçmişte 35-45 yaş grubunda iken, son yıllarda 25-35 yaş aralığında yükselme yaşanıyor. Ayrıca 15-25 yaş grubunda da artış var" dedi.
Erken teşhis uzun ve kaliteli yaşam sağlıyor
Virüsün bulaşma yollarına değinen Prof. Dr. Gökengin, başlıca risk faktörlerini şöyle sıraladı:
"Korunmasız cinsel ilişki, damar içi madde kullanımı, doğum sırasında anneden bebeğe geçiş ve sağlık çalışanlarında kesici-delici alet yaralanmaları, başlıca risk faktörlerini oluşturuyor. HIV tanısında erken teşhis, hem bireysel hem toplumsal açıdan önemli. Erken tanı alan kişilerin hemen tedavisine başlanarak hastalığın ilerlemesi önlenebilir. Hastalar, uzun ve kaliteli bir yaşam sürebilir. Tedavi altında kanında virüs seviyesi sıfırlanan kişiler, HIV'i cinsel yolla bulaştırmaz."
Prof. Dr. Gökengin, tedavi yöntemlerindeki gelişmelerin hastaların yaşam kalitesini artırdığını da belirtti:
"Geçmişe göre daha az yan etkili ve kullanımı kolay ilaçlar, tedaviye uyumu artırıyor. Günde çok sayıda ilaç kullanımından tek dozla devam edilebilen tedavilere geçildi. Yakın zamanda uygulanmaya başlayacak uzun etkili enjeksiyonlar ise iki ayda bir doz alınacak ve hastaların günlük ilaç zorunluluğunu ortadan kaldırarak tedaviyi daha sürdürülebilir kılacak. Yılda iki kez uygulanan enjeksiyonlar ise şimdilik dirençli vakalarda ve korunma amaçlı kullanım için onay aldı."
Prof. Dr. Gökengin, sosyal medyada yayılan yanlış bilgilerin tedaviye bakışı olumsuz etkilediğine de dikkat çekerek, "Sağlık dışı kaynaklardan alınan bilgiler, hastaların tedaviye bakışını olumsuz etkiliyor. Bu nedenle doğru bilgiye sağlık otoriteleri ve bilimsel kaynaklar üzerinden ulaşılması gerekiyor" uyarısında bulundu.





