Acıbadem Bayraklı Tıp Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı ve Fonksiyonel Tıp Uygulayıcısı Uzm. Dr. Müge Yetener, egzersizin sadece bedeni değil, zihni ve ruhu da iyileştiren etkilerine dikkat çekiyor. Yetener, egzersizin vücuttaki “umut molekülleri” olarak adlandırılan miyokinlerin salgılanmasını sağlayarak, hastalıklara karşı koruyucu bir kalkan oluşturduğunu söylüyor.

Yaz aylarında ıslak mayo tehlikesi: Kadınların dikkatine!
Yaz aylarında ıslak mayo tehlikesi: Kadınların dikkatine!
İçeriği Görüntüle

Uzm. Dr. Yetener, egzersiz sırasında kasların kasılmasıyla birlikte salgılanan miyokinlerin ruh halini, bağışıklık sistemini ve tüm organları etkilediğini belirterek, “Yürürken oluşan ‘umut molekülleri’ bizi hastalanmaktan koruyor, o yüzden hastalarımıza egzersiz reçete ediyoruz.” diyor.

Fiziksel hareketsizliğin kronik hastalıkların en önemli tetikleyicisi olduğuna vurgu yapan Yetener, egzersizin iltihabı azalttığını, kan şekerini kontrol ettiğini ve kanser hücreleriyle savaşta önemli rol oynadığını ifade ediyor. Ayrıca, egzersizin psikiyatrik, nörolojik, metabolik, kardiyovasküler, akciğer ve kas-iskelet sistemi hastalıklarında ilaç gibi etkili olduğunu anlatıyor:

“Dikkat çekici bir şekilde egzersiz, öncelikli olarak hareket sistemine dahil olmayan hastalıklarda da ilaç rolü oynar. Bunlar psikiyatrik hastalıklar (depresyon, anksiyete, stres, şizofreni), nörolojik hastalıklar (demans, parkinson hastalığı, multipl skleroz), metabolik hastalıklar (aşırı kilo, hiperlipidemi, metabolik sendrom, polikistik over sendromu, tip 2 diyabet, tip 1 diyabet); kardiyovasküler hastalıklar (hipertansiyon, koroner kalp hastalığı, kalp yetmezliği, serebral apopleksi ve aralıklı topallama); akciğer hastalıkları (kronik obstrüktif akciğer hastalığı, astım, kistik fibrozis); kas-iskelet sistemi bozuklukları (osteoartrit, osteoporoz, sırt ağrısı, romatoid artrit); ve kanser.”

Yürüyüşün, hareketsiz yaşamı değiştirmek için en pratik ve etkili yöntemlerden biri olduğunu belirten Uzm. Dr. Yetener, günlük adım sayısının artırılmasının ölüm riskini düşürmede önemli rol oynadığını vurguluyor:

“Kanıtlar; günlük 2000 adımlık her artışın 10 bin adıma kadar yüzde 10 daha düşük kardiyovasküler olay oranıyla ilişkili olduğunu, başlangıç seviyesine göre günlük 2 bin adımlık her artış için, bozulmuş glikoz toleransı olan bireylerde kardiyovasküler olay oranında yıllık yüzde 8 azalma olduğunu gösteriyor.”

Yetener, hareketsizlik ve fiziksel aktivite düzeylerine göre yaşam tarzlarını şöyle sınıflandırıyor: Günde 5000 adımdan az olanlar hareketsiz, 5000-7499 arası düşük aktif, 7500-9999 arası biraz aktif, 10 bin-12 bin 499 arası aktif ve 12 bin 500’den fazla ise son derece aktif kabul ediliyor. Optimum dozun ise günlük 7-9 bin adım olduğunu söylüyor. Ayrıca, her türlü ölüm riskine karşı koruma için minimum günlük adım sayısının 3143 olarak belirlendiğini ifade ediyor.

Sağlıklı yaşam için küçük ama düzenli adımlar atmanın, yani yürüyüşün bile hayat kurtarabileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Müge Yetener, hastalarına da “Egzersiz yapın, umut molekülleriniz salınsın” önerisinde bulunuyor.

Kaynak: İHA