Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, aşkın beynin karar alma mekanizmasını doğrudan etkilediğini ve mantıksal muhakemeyi bastırdığını ifade etti. Tarhan, aşkın coştuğu yerde aklın ikinci planda kaldığını ve duygusal beynin öne çıktığını belirterek, “Aşk halinde duygusal beyin coşuyor, mantıksal beyni bastırıyor” dedi.

MÜKEMMEL AŞK YOK, KABUL ÖNEMLİ

Prof. Dr. Tarhan, “Mükemmel aşk yoktur. Aşık olduğunuz kişiyi olduğu gibi kabul etmelisiniz. Onu değiştirerek kabul etmeliyim derseniz yine aşkı kaybedersiniz. Âşık olmak birbirinin gözünün içine bakmak değil, birlikte ortak bir hedefe bakmaktır” ifadelerini kullandı.

İKİ FARKLI KİŞİYE AŞIK OLMAK “YENİ MACERA”

Bir kişinin aynı anda iki kişiye aşık olup olamayacağı sorusuna Tarhan, “Bu yeni aşk değildir, yeni bir maceraya girmektir. Aşk, dürüstlük olursa sürdürülebilir…” yanıtını verdi.

BEYİNDE NÖROLOJİK SESSİZLİK

Aşkın zirvesinde beyinde “nörolojik sessizlik” adı verilen özel bir durumun ortaya çıktığını belirten Tarhan, “Aşık bir kimsenin beyniyle ilgili yapılan çalışmalarda, doruk aşkı yaşadıktan sonra kişinin beyninde nörolojik sessizlik oluyor. Müthiş bir gevşemiş, rahatlamış, bütün problemler çözülmüş, bütün ihtiyaçlar karşılanmış bir uçma duygusu içerisine giriyor” dedi.

PATOLOJİK AŞK MODERN KLİNİKLERDE

Leyla ile Mecnun’un ölümüne aşkını değerlendirirken Prof. Dr. Tarhan, “Leyla ile Mecnun bu zamanda yaşasaydı, biz onları psikiyatri kliniğine yatırırdık. Çünkü onlarınki patolojik aşktı. Şu anki aşk ölçülerine göre ölümüne âşık oluyorlar. Böyle bir aşk gelse, biz psikiyatrik tedavi ile onların beynindeki aşkın kimyasallarını bloke ederdik” ifadelerini kullandı.

Hastanelerde hijyen için QR kodlu yeni dönem
Hastanelerde hijyen için QR kodlu yeni dönem
İçeriği Görüntüle

OLGUN AŞK VE BEYİNDEKİ “ECZANE”

Aşkın olgunlaşmasıyla insan hayatına katkı sağladığını belirten Tarhan, “Eğer yaşadığımız aşkı ‘olgun aşk’ tanımlaması içerisinde belirlersek, o aşk bizim için bir nükleer enerji olur, bizi harekete geçirir, motivasyon kaynağı olur. Aşktaki hormonları doğru yönettiğimiz zaman aşk, insana müthiş bir 24 saat enerji verir, müthiş hareket ve haz verir” dedi.

Tarhan ayrıca aşkın nöropsikolojik temellerine dikkat çekerek, dopamin, serotonin, oksitosin ve vasopresin hormonlarının rolünü şöyle açıkladı: “Aşkı yönetebilmek, beynimizdeki eczaneyi yönetebilmek gibi bir şeydir.”

SÜRDÜRÜLEBİLİR AŞKIN FORMÜLÜ

Prof. Dr. Tarhan, kalıcı aşkın sırlarını da şöyle özetledi: “Aşk sevginin bir doruk yaşanmasıdır. Sevgi artı iyi iş birliği eşittir sürdürülebilir aşk. Bütün formül iyi iş birliği kurabilmekte. Bakıyorsun iyi niyet var, birbirlerini seviyorlar, aşkla başlamışlar ama bir müddet sonra ego savaşları başlıyor, kişilik savaşları başlıyor. Aşkı en çok sürdürülebilir olmaktan uzaklaştıran şey ego savaşlarıdır.”

SAĞLIKLI BAĞLANMA VE EMPATİ

Güvenli bağlanmanın kalıcı aşkın anahtarı olduğunu vurgulayan Tarhan, “Hayatı insaflı bir insan, sadece kendi penceresinden bakmaz, karşı tarafın penceresinden de bakar. %50 ben, %50 o diye bakar. Empati olan sevgi aşka dönüşür. Empati olmayan sevgi ise bencilcedir ve kırılmalara neden olur” dedi.

BİTEN AŞK VE TRAVMA

Tarhan, biten bir aşkın travmaya dönüşmemesi için mantıklı bir çerçeveye oturtulması gerektiğini söyleyerek, “Kişi, biten aşkı mantıksal bir çerçeveye oturtursa onu uzak belleğe koyar. Bunu yapamayanlar vedalaşamıyor, ayrışamıyorlar. Aşkın bitmesinin travmatik olmaması için bir acı çekilir” ifadelerini kullandı.

GERÇEKÇİ BEKLENTİLER VE VAZGEÇMENİN ÖNEMİ

“Mükemmel aşk yoktur. Aşık olduğunuz kişiyi olduğu gibi kabul etmelisiniz” diyen Tarhan, aşkın olgunlaşmasının vazgeçebilmekle başladığını da ekledi: “Aşık olan kişiler de kendi hayalindeki aşk nesnelerinden ve vasıflarından vazgeçtikçe aşk, olgun aşka dönüşüyor. Vazgeçmeye başlamak, büyümenin işaretidir.”

Muhabir: Dilan Aşar