İzmir Körfezi’nde son yıllarda artan alg patlamalarına karşı dikkat çeken bir çözüm gündemde. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önerdiği modifiye kil yöntemi hakkında Çin Bilimler Akademisi Oşinoloji Enstitüsü’nden (IOCAS) Dr. Isaac Yongquan Yuan önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Yuan, bu yöntemin körfezdeki balık ölümleri ve kirliliğe karşı çevreci bir “ilk yardım” modeli olduğunu belirtti.
UNESCO’nun önerisiyle İzmir’de düzenlenen Körfez Çalıştayı’na video konferans yoluyla katılan Çinli bilim insanı Dr. Yuan, modifiye kil yönteminin İzmir Körfezi için etkili ve doğal bir müdahale aracı olabileceğini vurguladı. Bu yöntemin deniz ekosistemine zarar vermeden algleri kontrol altına aldığını belirten Yuan, “Modifiye kil, doğadan gelen, doğaya geri dönen, zararsız ama etkili bir bilimsel araç. Denize zarar vermiyor, onu boğulmaktan kurtarıyor” dedi.
MÜDAHALE DEĞİL, İYİLEŞTİRME
İzmir Körfezi’nde sıcaklık artışına bağlı olarak sıklaşan zararlı alg patlamaları, su yüzeyinde renk değişimlerine, oksijen azalmasına ve balık ölümlerine yol açıyor. Dr. Yuan, bu durumu “denizdeki yangın” olarak nitelendirerek, modifiye kilin bu yangına çevreci bir müdahale sunduğunu ifade etti. “Bilimle denizi korumak mümkün. Yeter ki bilgiyle hareket edelim, korkularla değil” diyen Yuan, bilimin doğayı yaşatmak için sunduğu fırsatlara dikkat çekti.
60'TAN FAZLA ÜLKE BU TEHDİTLE KARŞI KARŞIYA
Dr. Yuan’ın verdiği bilgilere göre, alg patlamaları yalnızca İzmir’e özgü bir sorun değil. Bugün dünya genelinde 60’tan fazla ülkenin kıyılarında benzer olaylar yaşanıyor. İzmir Körfezi’nde 2025 yılı içinde yapılan gözlemlerde Polykrikos türü alglerin reaktif oranı %90’a ulaşmış durumda. Bu oran, deniz yaşamı için ciddi bir tehdit olarak değerlendiriliyor.
Alg patlamalarının artık sadece yaz aylarında değil, yılın büyük bölümünde gözlemlendiğini vurgulayan Yuan, bu durumun biyolojik çeşitlilikten insan sağlığına, deniz ürünleri güvenliğinden ekonomik faaliyetlere kadar pek çok alanda olumsuz sonuçlar doğurduğunu söyledi. İzmir’de geçtiğimiz yıl yaşanan patlamaların ardından erken uyarı sistemleri ve hızlı müdahale araçlarının gerekliliği daha belirgin hale geldi.
BİLİMSEL VERİLER NE SÖYLÜYOR?
Modifiye kil uygulamasının bazı çevrelerce deniz tabanına zarar vereceği yönünde eleştirildiğini hatırlatan Yuan, bu iddiaların bilimsel dayanaktan yoksun olduğunu belirtti. “Denizdeki yangına doğadan gelen bir elementle müdahale ediyoruz. Bu, denizi çamurla kaplamak değil; ekosisteme bilimle destek olmak” diyen Yuan, modifiye kilin yüzey özellikleri değiştirilmiş özel bir malzeme olduğunu anlattı.
Bu yöntem denize püskürtüldüğünde, suyun içinde serbest halde bulunan zararlı algleri çekerek dibe çöktürüyor. Bu sayede suyun oksijen seviyesi yükseliyor, şeffaflık artıyor ve deniz canlılarının yaşam koşulları iyileşiyor.
IOCAS verilerine göre, Çin’in Nanjing kentindeki Xuanwu Gölü’nde 2005 yılında yaşanan büyük alg patlamasına karşı uygulanan modifiye kil yöntemi, yalnızca beş gün içinde toplam alg hücresi sayısını %80 oranında azalttı. Takip eden üç yılda, göl ekosisteminde kalıcı bir iyileşme sağlandı.
“Deniz canlılarına zarar vermiyor”
Dr. Yuan, bu yöntemin Çin, Kore, Japonya, Malezya ve Peru gibi ülkelerde uzun yıllardır başarıyla uygulandığını ve herhangi bir zarara yol açmadığını söyledi. Laboratuvar testleri ve sahadaki uygulamaların ardından oksijen seviyelerinde artış, balık ölümlerinde azalma, dip canlılarında ise koruma ve bazı bölgelerde artış gözlemlendi.
Özellikle 2005’te Nanjing’de yapılan uygulamadan sonra su altı bitkilerinin yeniden büyümeye başladığı ve alg patlamalarının tekrarlanmadığı belirtildi. “Deniz balıkları, karides, midye, deniz marulu gibi ticari ve ekolojik önemi olan türlere zarar vermediği bilimsel olarak ispatlanmış durumda” diyen Yuan, modifiye kilin teknik şartnamelerinin de bu veriler temel alınarak hazırlandığını söyledi.
“İzmir için özel model geliştiriyoruz”
Her denizin kendine özgü yapısı olduğunu belirten Dr. Yuan, Çin’de kullanılan yöntemin aynısının İzmir’de uygulanmadığını, İZSU, İZDENİZ ve yerel üniversitelerle birlikte İzmir’e özel bir uygulama modeli geliştirildiğini aktardı. Kullanılacak kilin türü, miktarı ve uygulama biçiminin Körfez’in özelliklerine göre belirlendiğini söyledi.
Ayrıca bu sürecin yalnızca bilim insanlarının değil, yerel yönetimlerin, sivil toplumun ve halkın ortak katılımıyla ilerlemesi gerektiğini vurgulayan Yuan, şeffaflık ve güvenin önemine dikkat çekti.
İLK ADIM BU
Modifiye kilin yalnızca acil durumlarda başvurulacak bir yöntem olduğunu hatırlatan Yuan, uzun vadeli başarı için arıtma sistemlerinin iyileştirilmesi, kanal ve su akışlarının düzenlenmesi, atık kaynaklarının kontrol altına alınması gerektiğini söyledi. “Kil dökmek” gibi ifadelerin yanıltıcı olduğunu dile getiren Yuan, “Kullanılan modifiye kil, sadece zararlı algleri hedef alıyor ve diğer canlılara zarar vermiyor. Bu bir doğa müdahalesi değil, doğayı koruma refleksi” şeklinde konuştu.
Son olarak, “Gerçekleri teorik kaygılar değil, saha verileri belirlemeli. Elimizde 20 yılı aşkın süredir çevreye zarar vermediğini gösteren onlarca saha çalışması var. Verileri konuşalım, birlikte izleyelim. Hepimizin amacı aynı: doğayı korumak” ifadelerini kullandı.