Toplumsal dayanışmanın en kıymetli örneklerinden biri olan kan bağışı, aynı zamanda kişinin stres ve depresyon belirtilerinin azalmasına da katkı sağlıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Melda Özdamar, kan bağışının sosyal sorumluluk bilincini artırdığını ve bu faydalı alışkanlığın toplumu acil durumlara karşı hazırlıklı hale getirdiğini belirtiyor. Ayrıca, düzenli bağışçıların kendi sağlık durumlarını daha yakından takip etmelerine ve acil durumlarda daha organize olmalarına imkan tanıdığına dikkat çekiyor.
Türkiye'de kan bağış oranlarının gelişmiş ülkeler seviyesine yükselmesi için bağışçı sayısının artırılması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Özdamar, “Türk Kızılay’ın 2023 verilerine göre ülkemizde toplam 2,5 milyon ünite kan bağışlandı. 300’den fazla mobil kan bağışı noktası ile 1,2 milyon düzenli bağışçıya kolaylık sağlanıyor. Türkiye’de her 1.000 kişiden yaklaşık 14–16’sı düzenli kan verirken, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre bu oran gelişmiş ülkelerde 32 civarında. Ülkemiz dünya ortalamasının üstünde fakat gelişmiş ülkelerin gerisinde kalıyor. Bu nedenle düzenli bağış alışkanlığının önemi büyük” dedi.
Kan bağışı sonrası hafif yan etkiler yaşanabileceğine de değinen Özdamar, “Bağış sonrası baş dönmesi veya baygınlık hissi genellikle kişinin aç olması veya yeterince sıvı almamasıyla ilişkilidir. Birkaç dakika dinlenmek ve bol sıvı tüketmek bu şikâyetleri azaltır. İğne yapılan bölgede hafif ağrı, morarma veya şişlik oluşabilir; genellikle kısa sürede geçer. Nadir durumlarda, sinir uçlarına yakın damarların etkilenmesi sonucu uyuşma ya da karıncalanma olabilir, uzun sürerse doktora başvurulmalı. Ayrıca, kan kaybına bağlı hafif yorgunluk ve halsizlik yaşanabilir. Bu nedenle bağış sonrası bol sıvı tüketilip hafif gıdalar alınmalı. Stres, sıvı eksikliği ve ani kalkma bayılmaya neden olabilir; bağıştan sonra 10-15 dakika dinlenmek ve aniden ayağa kalkmamak önemlidir” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Melda Özdamar kan vermeden önce dikkat edilmesi gereken 8 önemli maddeyi ise şöyle sıraladı:
Kan bağışı aç karna yapılmamalı. İşlem öncesinde özellikle demir açısından zengin kırmızı et, ıspanak ve baklagiller içeren hafif ve dengeli bir öğün tercih edilmeli. Kandaki yağ oranının yüksek olması, bağışlanan kanın işlenmesini zorlaştırabileceğinden fastfood ve kızartmalardan kaçınılmalı.
Vücudun sıvı dengesi iyi olmalı. Kan alma işlemi öncesinde en az 24 saat bol su içilmeli, bu sayede baş dönmesi gibi şikayetler azalır.
Kan bağışı öncesindeki gece en az 6-8 saat uyunmalı. Uykusuzluk tansiyon düşüklüğü ve bayılma riskini artırabilir.
İşlemden en az 24 saat önce alkol tüketimi bırakılmalı. Ayrıca aşırı kafeinli içecekler (çay, kahve, enerji içeceği) sınırlandırılmalı, çünkü su kaybına yol açabilir.
Kan alma işlemi için kısa kollu veya kolayca sıvama yapılabilen giysiler tercih edilmeli.
Bağış yapacak kişi kendini iyi hissetmiyorsa, ateş, boğaz ağrısı veya halsizlik gibi şikayetler varsa bağış ertelenmeli.
Düzenli kullanılan ilaçlar, yeni geçirilen hastalıklar ya da ameliyatlar mutlaka kan merkezi yetkilisine bildirilmelidir.
Kan bağışında yasal prosedür gereği, yanında kimlik kartı, ehliyet veya pasaport gibi resmi bir belge bulunmalıdır.
Kan bağışı hem toplumsal dayanışma hem de bireysel sağlık açısından önemli bir sorumluluktur. Bu kurallara dikkat ederek hem kendinizin hem de ihtiyacı olanların sağlığına katkıda bulunabilirsiniz.