Hamilelik, kadınlar için oldukça özel ve heyecan verici bir dönemdir. Ancak bu süreçte etraftan duyulan pek çok bilgi, doğru ya da yanlış olarak karşımıza çıkabiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Bilgi Uslu Aybar, hamilelikle ilgili doğru bilinen yanlışları anlattı.
UZAK DURUN!
Op. Dr. Aybar, hamilelikte önemli olanın çok yemek değil, dengeli beslenme olduğunu vurguluyor. “Hamilelikte beslenme, ben ne yersem bebek de onu yer ve daha iyi beslenir anlamına gelmemektedir. Gebelikte az az ve sık sık beslenilmelidir. Günde 3 ana öğün ve 3 ara öğün yapılmalıdır.” diyen Aybar, fazla kilo alımının gebelik tansiyonu, gebelik şekeri ve iri bebek doğumu gibi riskleri artırdığını belirtti. Ayrıca hamilelikte çiğ et içeren gıdalar, kabuklu deniz ürünleri, midye, suşi, kokoreç, salam, sucuk, sosis ve tütsülenmiş etlerin tüketilmemesi gerektiğine dikkat çekti. Kavanoz turşularının ise fazla tuz ve katkı maddesi içerdiği için uzak durulması tavsiye edildi. Abur cubur tüketimine de dikkat edilmelidir.
BİTKİ ÇAYLARINA DİKKAT
Bitki çaylarının hamilelikte ölçülü şekilde içilebileceğini söyleyen Aybar, “Özellikle gebelik döneminde kabızlığa eğilim olduğu için, bitki çayları günde 1-2 bardak tüketebilir.” dedi. Adaçayının düşüğe neden olduğu düşüncesinin ise kanıtlanmış bir araştırmaya dayanmadığını ifade etti. Gebelikte haftada iki kez ton balığı tüketilebileceğini belirten Aybar, balığın Omega 3 açısından önemli olduğunu ancak denizin derinliklerinde yaşayan bazı balıkların ağır metal içerebileceği için risk oluşturabileceğine dikkat çekti. İlk üç aylık dönemde özellikle bu riskin santral sinir sistemi gelişimi açısından önem taşıdığına vurgu yaptı.
Hamilelik boyunca sporun yapılabileceğini, ancak bazı durumlarda (ilk 3 ayda düşük tehdidi, kanama gibi durumlar varsa) sporun önerilmediğini belirten Aybar, en uygun sporların yürüyüş ve yüzme olduğunu söyledi. Yüzme için havuzdan çok deniz tercih edilmesi gerektiğini vurguladı. Araç kullanmanın da genellikle sorun oluşturmadığını ancak 37. haftadan sonra göbeğin büyümesine bağlı sıkıntılar yaşanabileceğini ifade etti. Emniyet kemerinin ise göğsün üzerinden değil, göbeğin altından geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Hamilelikte sık görülen reflü ve mide asidinin, bebeğin saç çıkışıyla ilgisi olmadığını belirten Aybar, mide yanmasını azaltmak için beslenme düzenine dikkat edilmesi, çok acılı ve ekşili gıdalardan kaçınılması ve yatmaya yakın yemek yenmemesi gerektiğini söyledi. Şiddetli reflü durumlarında ise bebeğe zarar vermeyen ilaçların kullanılabileceğini aktardı.
ÖZ BAKIMINIZI İHMAL ETMEYİN!
Ayrıca, hamilelik sürecinin sadece anne adayını değil, baba adayını da etkilediğini belirten Aybar, “Genelde hamilelik döneminde baba adayları, eşlerinden daha fazla kilo almaktadır. Hormonal değişime bağlı kısmen dikkat dağınıklığı, halsizlik ve yorgunluk gibi şikayetler görülebilir ancak geçici bir süreçtir.” dedi. İş hayatına devam etmenin anne adaylarını daha dinamik hissettireceğini ve evde oturmanın psikolojik etkilerinin olabileceğini söyledi. Anne adaylarının öz bakımlarını ihmal etmemeleri gerektiğini de hatırlattı.
Son olarak, anne adaylarının kendilerini iyi hissedecekleri şekilde hamilelik sürecini geçirmeleri gerektiğini söyleyen Op. Dr. Bilgi Uslu Aybar, “Saçlarına fön çektirebilir, çok aşırıya kaçmamak şartıyla makyajlarını yapabilirler. Gebeliğin özellikle 4. ayından sonra organik boya ile saçlarını da boyatabilirler. Boya saçta kısa kalmalı, bol su ile yıkanmalıdır. Gebeliğin özellikle ikinci yarısından sonra diş ile ilgili her türlü müdahale yapılabilir. Doktorunuz aksini söylemediği sürece hamilelik süresince cinsel ilişkiye girilmesinde bir sakınca yoktur.” ifadelerini kullandı.