Gözde Kuşadası Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fikret Beyaz, obezitenin yaşam tarzı değişikliği ve tüp mide ameliyatı ile tedavi edilebildiğini belirtti.
Toplumun büyük kesimini etkileyen, hatta küçük yaştaki çocuklarda bile görülmeye başlayan obezitenin, hareketsiz yaşam tarzıyla paralel şekilde arttığına dikkat çeken Op. Dr. Beyaz, obezitenin ciddiyetinin vücut kitle indeksi (VKİ) üzerinden değerlendirildiğini ifade etti. VKİ’si 40'ın üzerinde olan bireylerin obez kabul edildiğini söyleyen Beyaz, bu oranın artmasıyla birlikte obeziteye bağlı ölüm riskinin de yükseldiğini vurguladı.
Tüp mide ameliyatının detaylarına değinen Beyaz, operasyon öncesinde gerekli tetkiklerin yapıldığını, ameliyat sırasında midenin %75-80’lik bölümünün çıkarıldığını ve mide-bağırsak sisteminin doğal akışına müdahale edilmediğini söyledi. Ghrelin adı verilen iştah hormonunun üretiminin azalmasıyla birlikte iştahın bastırıldığını ve az miktarda gıdayla tokluk hissi sağlandığını aktaran Beyaz, ameliyatın laparoskopik yöntemle yapılmasının daha küçük kesilerle işlem yapılmasını sağladığını ve komplikasyon riskini azalttığını belirtti.
Tüp mide ameliyatının yalnızca kilo kaybını değil, fazla kilolardan kaynaklanan diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi gibi sağlık sorunlarının da iyileşmesini sağladığını ifade eden Beyaz, bu sayede hastaların yaşam kalitesinin önemli ölçüde yükseldiğini kaydetti.
HER KİŞİ AYNI HIZDA KİLO VERMİYOR
Ameliyat sonrası hastaların birkaç gün hastanede gözetim altında tutulduğunu söyleyen Op. Dr. Beyaz, taburcu sürecinde hastaların ameliyat sonrası beslenme düzeni ve kullanmaları gereken ilaçlarla ilgili detaylı şekilde bilgilendirildiğini belirtti. Ayrıca hastaların 1, 3, 6, 9 ve 12’nci aylarda düzenli kan tahlilleriyle takip edildiğini, olası eksikliklerin kontrol altına alındığını ifade etti.
Tüp mide ameliyatı sonrası kilo verme hızının kişiden kişiye değiştiğini vurgulayan Beyaz, ideal kiloya yaklaşıldıkça bu sürecin yavaşlayabileceğini, bunun normal bir durum olduğunu söyledi. En önemli noktanın ise sağlıklı yaşam tarzının kalıcı hale getirilmesi olduğunu belirtti.