Uzmanlar, bu eğilimin erteleme davranışı ile doğrudan ilişkili olduğunu vurguluyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, özellikle uyumsuz mükemmeliyetçiliğin, hata yapma korkusuyla işleri başlamadan ertelemeye yol açtığını belirtti. Demir, “Bir başka deyişle; ‘Başlamazsam başarısız da olmam’ düşüncesi hakimdir. Bu mantık, kişiyi kısa vadede kaygıdan korur, fakat uzun vadede daha yoğun stres, zaman baskısı ve özgüven kaybına yol açar.” dedi.

Mükemmeliyetçi zihin: Kusursuzluk ideali ile mücadele

Demir, mükemmeliyetçiliğin kişinin hayatında ve işlerinde ‘hatasız’ olma arzusuyla şekillendiğini ifade etti. Uzman psikolog, “Yüzeyde bakıldığında motive edici gibi görünse de, aslında çoğu zaman kişinin üzerindeki baskıyı artıran, özgürlüğünü kısıtlayan ve yaşam kalitesini düşüren bir eğilimdir.” dedi.

Psikolojide mükemmeliyetçiliğin yalnızca yüksek standartlar koymak olmadığını belirten Demir, hata yapma korkusu, eleştirilme kaygısı ve ‘yeterince iyi’nin asla kabul edilmemesi gibi özellikleri kapsadığını vurguladı. Demir, “Kişi sürekli daha fazlasını ister, ancak ulaştığı hiçbir sonuç ona huzur vermez. Filozof Epiktetos’un söylediği gibi; ‘İnsanı rahatsız eden şeyler olaylar değil, onlar hakkındaki düşünceleridir.’ Mükemmeliyetçi kişi de çoğu zaman gerçeğin kendisiyle değil, kendi zihninde yarattığı ‘kusursuzluk ideali’ ile mücadele eder.” ifadelerini kullandı.

İşin büyüklüğü ve mükemmel olma zorunluluğu ertelemeyi tetikliyor

Ertelemenin (prokrastinasyon), yapılması gereken bir işi bilinçli olarak geciktirme davranışı olduğunu aktaran Demir, “Basitçe ‘tembellik’ değildir. Çoğu zaman kişinin zihninde, işin büyüklüğü ya da mükemmel olma zorunluluğu o kadar ağırdır ki, başlamak tehditkâr gelir.” dedi.

Belirsizliğin çok olduğu görevlerde, yüksek kaygı uyandıran işlerde ve dışarıdan değerlendirilen durumlarda ertelemenin sık görüldüğünü belirten Demir, öğrenciler için tez yazımı, sınav hazırlığı, ödev teslimi; çalışanlar için ise sunum, rapor veya e-posta gibi görevlerin örnek olduğunu kaydetti.

Hata yapma korkusu, ertelemenin temel nedeni

Araştırmalar, mükemmeliyetçilik ile erteleme davranışı arasında doğrudan ilişki olduğunu gösteriyor. Demir, özellikle uyumsuz mükemmeliyetçiliğin, kişinin hata yapmaktan öylesine korktuğunu ve bu nedenle işi başlamadan ertelediğini söyledi. “Bir başka deyişle; ‘Başlamazsam başarısız da olmam’ düşüncesi hakimdir. Bu mantık, kişiyi kısa vadede kaygıdan korur, fakat uzun vadede daha yoğun stres, zaman baskısı ve özgüven kaybına yol açar.” diyerek açıklamasını sürdürdü.

Farkındalık, değişimin ilk adımı

Kişi kendi mükemmeliyetçi düşüncelerinin farkına vardığında, erteleme ile başa çıkma şansının arttığını ifade eden Demir, “Çünkü farkındalık, değişimin ilk adımıdır.” dedi.

Farkındalık artırmak için önerilerini şöyle sıraladı: “Kusursuzluk yerine işlevsel ve yeterli olanı kabul etmek gerekir. Görevleri parçalara ayırarak küçük adımlara odaklanmak kaygıyı azaltır. Belirli bir sürede tamamlamak için hedef belirlemek, hata yapmayı öğrenme sürecinin bir parçası olarak görmek ve yoğun kaygı, tükenmişlik ya da depresyon durumunda klinik psikolog desteği almak faydalıdır.”

Yıllardır süren 'Delirten Hastalık' kabusu son buldu
Yıllardır süren 'Delirten Hastalık' kabusu son buldu
İçeriği Görüntüle

Kusursuzluk altın kafes, erteleme geçici kaçış

Mükemmeliyetçiliğin çoğu zaman bir ‘altın kafes’ olduğunu belirten Demir, “Parıldar ama içinde sıkışıp kalırız. Erteleme ise bu kafesten çıkmak için seçtiğimiz geçici ama yanıltıcı bir kaçış yoludur.” dedi.

Demir, yaşamın özünün kusursuzluk değil, “tamamlanmamış ama ilerleyen bir süreç” olduğunu vurgulayarak sözlerini tamamladı: “Kendi kusurlarımızla barışabildiğimizde, ertelemek yerine adım atabilir; hem üretkenliğimizi hem de yaşam doyumumuzu artırabiliriz.”

Kaynak: BASIN BÜLTENİ