Dünya Sağlık Örgütü, obeziteyi “modern çağın salgını” olarak tanımlıyor. Küresel veriler, dünyada her 8 kişiden birinin obez olduğunu gösterirken, yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 43’ü fazla kilolu, yüzde 16’sı ise obezite sınıfında yer alıyor. Türkiye’de tablo daha da ciddi: Acıbadem Bakırköy Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Eyüp Gemici, “Ülkemizde yetişkinlerin yaklaşık yüzde 32’si obezite hastası, nüfusun üçte ikisi ise fazla kilolu. Yani, ülkemizde her 3 kişiden 1’i obezite, 2 kişiden 1’i de fazla kilo sorunu yaşamaktadır. Bu oranlar Türkiye’nin Avrupa’nın en kilolu ülkelerinden biri haline geldiğini ortaya koymaktadır” diyerek uyarıyor.

Hareketsiz yaşam, yüksek kalorili beslenme, artan ekran süresi ve uyku bozuklukları obezitenin başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Araştırmalar, ağır obezite hastalarının hayatını ortalama 8–10 yıl daha erken kaybettiğini ortaya koyuyor.

OBEZİTE CERRAHİSİ SADECE KİLO VERMEK İÇİN DEĞİL

1757486947 D O . D R. E Y P G E M C

Obezite; diyabet, kalp hastalıkları, infertilite, depresyon, Alzheimer ve felç gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 5 milyon kişi obeziteye bağlı nedenlerle hayatını kaybediyor. Doç. Dr. Eyüp Gemici, obezite cerrahisinin çoğu zaman sadece “zayıflama ameliyatı” olarak görüldüğünü, ancak gerçek amacının kişinin yaşam kalitesini ve süresini artırmak olduğunu vurguluyor:
“Çünkü cerrahi yöntem sonrasında sadece kilo kaybı olmamakta; tip 2 diyabet gerilemekte, hipertansiyon kontrol altına alınmakta, uyku apnesi düzelmekte ve kalp krizi ile inme riski belirgin şekilde azalmaktadır. Obezitenin yaşam beklentisini 10 yıla kadar kısaltabildiği düşünüldüğünde, cerrahinin doğru hastada uygulanmasının ömre yıllar ekleyebildiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.”

OBEZİTE TEDAVİSİNDE HEDEF VE CERRAHİ BAŞVURU KRİTERLERİ

Obezite tedavisinin asıl amacı, fazla kilolarla birlikte tip 2 diyabet, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, uyku apnesi, infertilite ve eklem problemleri gibi hastalıkları kontrol altına almak. Başlangıçta diyet, düzenli fiziksel aktivite, uyku düzenlemesi ve davranış değişiklikleri temel tedavi yöntemleri arasında yer alıyor. Ancak ileri evre obezitede bu yöntemler çoğu zaman kalıcı sonuç vermiyor. Bu noktada obezite cerrahisi, uzun dönemli başarı şansı yüksek bir seçenek olarak öne çıkıyor.
Uluslararası kılavuzlara göre, vücut kitle indeksi (VKİ) 40 kg/m² ve üzeri olan hastalara cerrahi tedavi öneriliyor. VKİ 35–40 kg/m² arasında olup tip 2 diyabet, hipertansiyon veya uyku apnesi gibi ek hastalıklara sahip kişiler için de cerrahi güçlü bir seçenek olarak görülüyor. Güncel bilimsel veriler, VKİ 30–34,9 aralığında olup ciddi metabolik sorun yaşayan hastalarda ameliyatın faydalı olabileceğini gösteriyor.

“Her hasta, multidisipliner bir kurul (cerrah, endokrinolog, anestezi uzmanı, diyetisyen ve psikiyatrist) tarafından detaylı şekilde değerlendiriliyor. Kondisyonu yeterli olan, daha önce diyet ve medikal tedavi yöntemleriyle kalıcı başarı sağlanamamış, ameliyat sonrasındaki takiplere uyum gösterebilecek, ciddi psikiyatrik engeli olmayan kişiler ameliyat için aday oluyorlar.”

OBEZİTE CERRAHİSİNİN RİSKLERİ VE HAZIRLIK SÜRECİ

Obezite cerrahisi de her cerrahi işlem gibi bazı riskler içeriyor. Doç. Dr. Eyüp Gemici, günümüzde laparoskopik yöntemler, anestezi güvenliği ve deneyimli cerrahlar sayesinde risklerin oldukça azaldığını belirtiyor:

“Büyük serilerde ölüm oranı yüzde 0,1 civarındadır, yani safra kesesi ameliyatı ile benzer düzeydedir. Obezite cerrahisi doğru merkezde ve uzman ekiplerce uygulandığında güvenli bir tedavi seçeneğidir. Üstelik obezitenin yol açtığı kalp hastalığı, felç ve erken ölüm riskiyle karşılaştırıldığında, cerrahinin sağladığı faydalar çok daha ağır basmaktadır.”

Ameliyat öncesi süreçte detaylı kan tetkikleri, endoskopik incelemeler, kalp ve akciğer değerlendirmeleri, psikiyatrik inceleme ve diyet hazırlıkları yapılır. Doç. Dr. Gemici, “Ameliyat öncesinde sigaranın bırakılması, düzenli yürüyüş yapılması ve vitamin-mineral eksikliklerinin giderilmesi, potansiyel riskleri ciddi ölçüde azaltırken hastanın süreçten faydasını maksimum düzeyde artırmaktadır” diyor.

UYGULANAN CERRAHİ YÖNTEMLER

Obezite cerrahisinde günümüzde farklı yöntemler uygulanıyor:
• Sleeve gastrektomi (Tüp mide ameliyatı): Midenin yüzde 70–80’i çıkarılır, iştah hormonu ghrelin azalır ve hasta daha az yemekle doyar.
• Roux-en-Y gastrik bypass: Küçük mide poşu oluşturularak ince bağırsak yeniden düzenlenir; hem kilo kaybı hem de metabolik hastalıkların kontrolünde etkilidir.
• Mini gastrik bypass: Yaklaşık 6–8 cm’lik mide poşu oluşturulur, tek bağlantı ile uygulama daha hızlıdır.

AMELİYAT SONRASI SÜREÇ VE KALICI KİLO KONTROLÜ

Hastalar genellikle 3–4 gün içinde taburcu ediliyor. Masa başı çalışanlar 1–2 hafta içinde işine dönebilirken, daha aktif işlerde çalışanlar için süre 3–4 hafta olabiliyor. Spor aktivitelerine dönüş ise ortalama 6–8 hafta sürüyor.

Kırtasiye alışverişinde uyarı
Kırtasiye alışverişinde uyarı
İçeriği Görüntüle

Kilo kaybı, mide hacminin küçülmesi ve ghrelin hormonunun azalmasıyla ameliyatın ilk haftalarından itibaren başlıyor. Doç. Dr. Gemici, “Hastalar ilk 6 ayda fazla kilolarının yarısını, birinci yılın sonunda ise yüzde 60–80’ini vermektedir. İkinci yıldan itibaren kilo kaybı daha yavaş ilerler ve dengelenir. Bu noktadan sonra amaç, mevcut kilonun korunmasıdır” diyor.

“Obezite cerrahisi sonrasında çoğu hasta ilk yıllarda fazla kilolarının büyük kısmını kaybediyor. Ancak bu kaybın kalıcı olması hastanın yaşam tarzı kurallarına uyumuna bağlıdır. Eğer beslenme kurallarına uyulmaz, egzersiz ihmal edilir ya da düzenli doktor ve diyetisyen kontrolleri aksatılırsa, zamanla verilen kiloların bir kısmı geri alınabilir. Araştırmalar, hastaların yaklaşık dörtte birinde uzun vadede belirli ölçüde kilo artışı görülebildiğini göstermektedir.”

Cerrahi sonrası beslenme, protein ağırlıklı olmalı ve küçük porsiyonlarla öğünler yavaş tüketilmeli. Sıvılar öğünlerden en az yarım saat önce veya sonra alınmalı, vitamin ve mineral takviyeleri düzenli kullanılmalı. Düzenli fiziksel aktivite de kalıcı kilo kaybı için kritik öneme sahip.

Bu metin, alıntılar korunarak haber formatına uygun şekilde yeniden kurgulanmıştır ve okuyucuya hem bilgilendirici hem de akıcı bir içerik sunmaktadır.

Kaynak: BASIN BÜLTENİ