Son yıllarda sağlık alanında giderek popülerleşen ozon tedavisi, bağışıklık sistemini destekleyen ve bazı hastalıklarda tamamlayıcı etki sağlayan bir yöntem olarak öne çıkıyor. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. Emel Güler, tedavinin doğru uygulanması gerektiğine dikkat çekti.
Doç. Dr. Güler, ozon tedavisinin üç oksijen atomundan oluşan ozon gazı (O3) ile yapıldığını belirterek, “Ozon vücutta çeşitli tepkiler oluşturarak birçok fayda sağlıyor. Kan dolaşımını hızlandırıyor, yara iyileşmesini destekliyor, ağrıyı azaltıyor ve bağışıklık sistemini düzenliyor. Kronik hastalıklardan romatoid artrite, fibromiyalji ve kronik yorgunluk sendromuna kadar birçok rahatsızlıkta tamamlayıcı tedavi olarak kullanılabilir” dedi.
Ozon tedavisinin farklı kullanım teknikleri olduğuna da değinen Doç. Dr. Güler, “Majör ozon uygulamaları, lokal ozon tedavileri ve yara bakımında kullanılan özel yöntemler mevcut. Diyabetik yaralar veya enfekte olmuş yaralar da uygun ozon teknikleri ile desteklenebilir” ifadelerini kullandı.
“Ehil ellerde uygulanmalı”
Doç. Dr. Güler, tedavinin mutlaka eğitimli ve sertifikalı kişilerce yapılması gerektiğini vurguladı. “Ozon, özel jeneratörler ve setler kullanılarak uygulanmalı. Toksik bir gaz olduğu için yanlış kullanım ciddi riskler yaratabilir. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı sertifikasına sahip ve ozon eğitimi almış doktorlara veya GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) merkezlerine başvurulmalı” diye konuştu.
Gelişen tıbbi teknolojilerle birlikte ozon tedavisinin kullanım alanlarının arttığını belirten uzmanlar, bu yöntemin tek başına değil, klasik tedavilerle birlikte uygulanmasının önemine dikkat çekiyor.