Günümüz dünyasında insanlar; sinirli bir kasiyer, sorumluluktan kaçan bir iş arkadaşı ya da eleştirel bir akraba gibi pek çok olumsuz tutumla karşı karşıya kalıyor. Bu durumlarda verilen otomatik tepkiler ise öfke, kırgınlık ve savunma mekanizmalarını tetikleyerek kişiyi duygusal olarak yıpratıyor.
Psikologlar dört kelimelik bir cümle öneriyor
Psikologlara göre bu tür durumlarda zihinsel dengeyi korumanın etkili yollarından biri, kişinin kendine "Bu benim suçum değil." demesi. Bu ifade, olumsuz duygulara karşı psikolojik bir savunma kalkanı oluşturarak kişinin yaşanan durumu kişiselleştirmesinin önüne geçiyor.
Duygusal kalkan beynin kontrol mekanizmasını devreye sokuyor
Uzmanlar, bir kişi saldırganlık ya da kabalıkla karşılaştığında beynin bunu tehdit olarak algıladığını ve “savaş ya da kaç” tepkisini başlattığını belirtiyor. Bu süreçte kortizol salgılanıyor, kalp atışları hızlanıyor ve vücut geriliyor.
Bu noktada "Bu benim değil" ifadesi, kişinin otomatik tepkiler yerine bilinçli düşünmesini sağlıyor. Nörobiyolojik açıdan bu yaklaşım, duygusal tepkilerden sorumlu olan amigdalayı baskılayarak, karar verme ve öz denetim merkezi olan prefrontal korteksi devreye sokuyor.
Teknik bir savunma değil duygusal hijyen aracı
Uzmanlara göre bu yöntem sihirli bir çözüm değil; bir duygusal hijyen becerisi. Kişinin başkalarının olumsuz duygularını zihinsel alanına almamasını sağlayarak iç huzuru korumasına yardımcı oluyor.
Günlük hayatta nasıl uygulanmalı?
Bu tekniğin etkili olabilmesi için pratik yapılması gerekiyor. Uzmanlar, vücudun verdiği erken sinyallere dikkat çekiyor. Çenenin sıkılması, kasların gerilmesi ya da tansiyonun yükselmesi, olumsuzluğun ilk belirtileri olarak görülüyor.
Bu aşamada kişinin içinden kararlı bir şekilde "Bu benim sorunum değil" demesi öneriliyor. Karşı tarafın sözlerini analiz etmek ya da haklılık aramak yerine, bu davranışın karşıdaki kişinin kişisel sorunu olduğunu kabul etmek sürecin temelini oluşturuyor.
Derin nefes süreci tamamlıyor
İçsel ifadeden sonra kontrollü ve derin bir nefes alıp yavaşça vermek, fiziksel gerginliğin azalmasına yardımcı oluyor. Bu kısa duraklama, durumu daha sakin değerlendirme ve en yapıcı yanıtı seçme imkânı sunuyor.
Saldırgan kişiler neden geri adım atıyor?
Uzmanlara göre saldırgan davranışlar genellikle karşı taraftan güçlü bir tepki almak için sergileniyor. Ancak sakinlik ve soğukkanlılıkla karşılaşan zorba kişiler, bekledikleri duygusal “beslenmeyi” alamayınca geri çekiliyor.
Dik duruş, sakin bakış ve tarafsız ses tonu, manipülasyonun işe yaramadığını gösteren güçlü sinyaller veriyor.
İç huzurdan bilinçli tepkiye geçiliyor
"Bu benim değil" ifadesiyle içsel denge sağlandıktan sonra, kişinin bilinçli bir strateji belirlemesi gerekiyor. Uzmanlar bu aşamada üç seçeneğe dikkat çekiyor:
-
Konuşmayı kibarca sonlandırmak
-
Diyaloğu somut konulara yönlendirmek
-
Gerekirse bilinçli mesafe koymak
Bu yaklaşımın temel amacı, otomatik tepkiler yerine iç huzurdan hareket ederek enerjiyi korumak ve kişisel sınırları net biçimde ortaya koymak olarak özetleniyor.




